KAHRAMANMARAŞ DEPREMİ SONRASI İNSANLARI NELER BEKLİYOR?

Fotoğraf sahibi: Sanej Prasad Suwal (@Sanej Prasad Suwal on Pexels)
Fotoğraf sahibi: Sanej Prasad Suwal (@Sanej Prasad Suwal on Pexels)

DEPREM HAKKINDA

Üssü Kahramanmaraş olan ve 10 ilimizi derin bir şekilde etkileyen deprem milyonlarca insanın hayatını alt üst etti kiminin elinden annesini kiminin elinden babasını, kardeşini,karısını , kızını aldı ,kimininse sadece malına zarar verdi .

Biz geride hala sağ kalan insanlar için elimizden geldiği kadar yardıma ihtiyacı olan insanlara yardım etmek zorundayız. Bu ülkemizin her insanın sorumluluğudur. Ben de deprem bölgesi olan Gaziantep ilinden yazıyorum belkide siz bu yazıyı okuduğunuzda bir enkaz altında olacağım geride her kim kalırsa ona hitafen yazıyorum .

Onlarca insanın canhıraş mücadele ettiği bir dönemdeyiz .Onlarca AFAD ,KIZILAY vb. ekibin görev yaptığı gönüllü olarak çalışan insanların tek bir amacı var : Bir nefes dahi olsa ona ulaşmak . Şu an depremin 6.günündeyiz hala binlerce insan ölü ya da diri o enkazların altında yer alıyor. Bu duruma sebeb olan müttehaitinden ustabaşına herkes hesap vermek zorunda binlerce can alan bu afet insanların yanına kar kalmamalı.

BU DEPREM SONRASI BİZİ NELER BEKLİYOR 

BİR HEKİMİN AĞZINDAN

  • Muhtemelen 2 3 güne salgın hastalıklar baş gösterecek ,kemirgenler ortaya çıkacak .Etraf böceklerle farelerle dolacak bunu önlemek için de yapılması gereken bazı şeyler var mesela çöplerin ağızları sıkı sıkıya bağlanıp toplu alanlardan derhal uzaklaştırılması gerekiyor.
  • İlk stoklar bittiği zaman son kullanma tarihi geçmiş ürünler depolara çekilecek .Buna muhakkak dikkat edilmesi gerekiyor.bir sürü son kullanma tarihi geçmiş ürünlerle karşılaşılıyor .birinin bunu kontrol etmesi gerekiyor.
  • Çok acı ama köpekler ölülerin parçalanmış vucut uzuvlarını yemeye başlayacak . Hiç bir insan yakının öyle bir duruma düşmesini istemez . geçtiğimiz afetlede bu sıkça rastlanan bir durum görevlilerin bunlara dikkat etmesi gerekiyor.
  • Motorize ekipler varsa onlar hasarlı bölgelere çok iyi giriyorlar . çok hızlı malzeme taşıyabiliyorlar . coğrafya çok geniş motorize ekipler çok aktif kullanılmalı .getir yemeksepeti vb. bir çok kurum gönüllü kuryelerini görevlendirmesi gerektiğini düşünüyorum .
  • Demir kesme makası ve bilimum tersine inşaat matreryali ,tecrübeli inşaat ustası veya inşaat mühendisi bu işlere yatkın olduğu için çok iyi iş görür.İnsan kaynağından çok ekipman yetersizliği oluyor sıklıkla .Onun için inşaat işçilerini inşaaat malzemeleriyle birlikte afet bölgesine çağırmak lazım .
  • Yardıma giden herkeste bir shift problemi var .herkes gider gitmez çalışıyor ve ertesi günü bitap düşmüş oluyor. ama zaman ilerliyor ertesi günü devam etmesi lazım .48 saat çalışanlar oluyor ama verim çok düşüyor..Bu farkındalığı gönüllülerde yaratmak lazım .öte yandan onlarda hastalanabiliyor.orada gönüllülerin sağlık problemleriyle uğraşılıyor bu çok gereksiz ve önlenebilir bir iş kaybı .
  • o bölgede bulunan herkesin kuduz ve tetanoz aşısı vurulması gerekiyor. çünkü bu hastalıkların ilacı yok .inşaat parçacıkları vucudu keser ve 3 5 gün sonra acıyla öldürür. eldivensiz iş yapılmaması gerekiyor oralarda .gerçekten enkazdan kurtulanlara enerji harcamak yerine gönüllülere zaman harcamak çok acı verici .gözlerin iyi korunması lazım .çevreye her zaman moloz vb yayılabilir ,gönüllülerin görme kaybı yaşaması kaçınılmaz olur.
  •  Su kaynakları çok kritik. Özellikle deprem dolayısıyla yeraltındaki çatlaklar suları kirletebilir. Öte yandan çevrede barajlar da var; o barajlar güvenlik açısından kontrol edilmiştir ama sağlık açısından da kontrol edilmeli. 
  •  Abdest alan vs. insanlarda bile birkaç gün içinde ishaller görülmeye başlanabilir. Çeşme suyu kültürü orada yaygın olabilir, depremden kurtulanlar hasbelkader çeşme suyu içip hasta olabilirler. Mesela önümüz cuma; şadırvanların bağlı olduğu depolar derhal klorlanmalı. Basit bir klor seviye ölçme cihazı var sağlık müdürlüklerinde, onunla ölçüp depoyu klorluyorsun. İller Bankası oranın inşaat kısmıyla güzel ilgileniyor ama suların temizliğine Bozkurt’ta sadece ve sadece ben bakmıştım. Bozkurt’taki tüm su depolarını ve su hattını ezberlemiştim. Hâlâ Bozkurt’taki tüm su kaynaklarını çizebilecek kadar iyi hatırlıyorum. Askerlerin su depoları kirliydi, klorlamıştım. 1 ton suya 1 klor tableti atmak lazım ama klor tabletini eriterek atmak lazım. Yoksa çözünmesi çok gecikiyor.
  •  Sular paket su dahi olsa açıkta beklerse, iyi şartlarda saklanmazsa ishal yapabiliyor. Hava soğuk olduğu için bu ihtimal düşük ama su şişelerinin ağzı kirlenip bu şekilde de ishal olabiliyor. Dağıtılan yemeklere konulan sular da aynı şekilde hasta edebiliyor. O yüzden suları yerden yüksekte ve üzeri opak bir örtü ile örtülerek muhafaza etmek gerekiyor.
  •  Gıda yardımları iyi saklanmazsa hiç akla gelmeyecek şekilde gıda zehirlenmeleri olabilir. Dağıtılan tavuklu-etli yemekler il dışından gelmiyor, orada yapılıyordur. 1. haftadan sonra depo koşulları iyi değilse veya havadaki tozu üzerlerine alırlarsa toplu zehirlenmeler olabilir bak 1-2 gün sonra haberlerde bi de bunları görebiliriz.
  • Koordinasyon için yeterince alan açılmıyor genelde. Orada her 1000 metrekarelik bir alan için 10.000 metre karelik bir alan açmak gerekiyor çünkü hem konaklama, hem tuvalet-duş gibi ihtiyaçlar, hem yeme-içme servisleri, hem çöpler, hem depo alanları, hem koordinasyon merkezleri… için büyük alanlara ihtiyaç duyuluyor.
  • Bu koordinasyonları AFAD yapıyordur ama AFAD’ın tüm kadroları yetişemeyebilir ne yazık ki, olay çok büyük bir olay. Gönüllüler ise genelde iyi niyetle oradalar ama ya herkes enkaza odaklanmış, ya tamamen amatör insanlar ya da orada drama kovalamak için kalabalık yaratıyorlar. Ben de bana ayrıca konaklama-yemek vs. gideri olmasın diye yerimde kalıyorum şu an. Ama çok üzülüyorum çünkü acaba profesyonelce sonraki süreçleri düşünecek kaç kişi vardır orada? Keşke gidebilsem.
  •  Artık enkaz altından çıkanlardaki yaşam beklenti oranı çok düşmüş durumda ne yazık ki. Buna hazırlıklı olmak lazım. Tespitlerin doğru yapılması çok kritik. Epey bir kayıp vaka olacak; bunlar için kalanları şimdiden hazırlamak lazım. Yani bu insanlar ne ölü olacaklar ne de diri, kayıp olacaklar. Kalanların psikolojik durumları bu durumda iyice berbat oluyor. Toplumsal psikolojiyi de etkiliyor bu durum. O yüzden psikologlara büyük iş düşüyor. Sürekli herkesin story atması, video çekmesi oradaki insanları çok kötü etkiliyor. İnsanlar acılarını rahatça yaşayamıyor. O kalabalık içinde yalnız kalabilecekleri alanlar açmak lazım. AFAD kontrolü ele aldıkça oradaki dramaqueen’leri bi uzaklaştırması lazım. 
  •  Kalanlar için barınma sorunu bizim için büyük problemdi. O zaman COVID-19 dolayısıyla üniversiteler kapalıydı ve KYK’lara almıştık onları. Orada özellikle çocuklar çok ihmal ediliyor. Aileler kaybettikleri yakınların acısına düşüyorlar istemsizce, çocuklara çocuk psikologları acil destek olmalı yoksa bunun acısını 20 yıl sonra görmeye başlarız. 
  •  Bak çok kritik başka bir şey söyleyeceğim: Enkaz kaldırılırken elektrik verilecek o bölgeye. Burada elastik çizmeler çok önemli. Yerdeki açık uçlardan, elektriğin olmadığı düşünülen yerlerden elektrik çarpmasıyla insanlar ölebilir. Bir anda olup biter her şey. Çok kötü sonuçları olur. Özellikle ıslak elektrik hatları ölüme davetiye çıkarır. Bu konuda insanlar çok ciddi uyarılmalı. Çok çok hayati bir sorun bu, kalanlar için.
  •  Gözlerde siperlikle çalışılması gerekiyor demiştim, özellikle enkaza fiziksel olarak girecek herkes için yanlış müdahaleler sonucu enkaz altında kalması veya molozlarla yaralanmalar çok tehlikeli. Gönüllü biri oradan bir yerini sakatlayıp, kör olup dönebilir, hiç şakası yok.
  • Fareler çıkacak demiştim ya, hiç beklenmedik hastalıklar görülebilir. Özellikle afetin 2. dalgası için enfeksiyon hastalıkları ve halk sağlığı uzmanlarının sahada olmasına ihtiyaç var. 
  •  Ara ara belirli bölgelerin böceklere karşı ilaçlanması lazım hijyen açısından ama bunu yaparken doğal denge bozulacağı için sürekli birilerinin bu durumlara karşı tetikte olması gerekiyor. Tarım Müdürlükleri’nin bu konuda yetişmiş elemanları var ama, herkes enkaza odaklanmış durumda değildir inşallah.
  •  Biz daha önceki afetlerde hemen bak ilk iş olarak, daha hiçbir şeye başlamadan hemen 8-10 tane makale taradık, daha önce afetlerden sonra neler olmuş hemen baktık. Sonra bu makale sahipleri ile Türkiye’den olsun başka ülkelerden olsun, hemen irtibata geçtik ve onlardan tavsiyeler dinledik, notlar aldık ve sonraki afetlerde bulunsun diye kenara notlar aldık. Tüm enfeksiyon derneklerini, halk sağlığı hocalarını ve daha önce afetlerde görev almış tüm tecrübeli isimleri tek tek aramıştık. Ortak akıl ihmal edilmemeli asla. Bunları hafızamın haricinde bu notlara da bakarak yazıyorum.
  •  Mesela 2. el kıyafetler başta olmak üzere, uyuz vakaları görülebilir ama insanlara bunu anlatamıyoruz herkes hala kullanmadığı kıyafetleri yollamaya çalışıyor, muhtemelen iyi niyetle. Bu noktada insanları kırmamak da afet yönetiminin bir parçası. Bu bile organizasyon gerektiren bir durum.
SÖYLEYECEKLERİM BU KADARDI DİKKAT ETMEMİZ ŞARTTIR.

DEPREM İNSANLARDA NE GİBİ İZLER BIRAKACAK 

ÖNCELLİKLE çoçuklar gençler bu durumdan fazlasıyla etkilenecek kimileri yıllar geçsede peşini bırakmayan tranvalara ev sahipliği yapacak. Bu durumdan neslimizi en iyi şekilde korumalıyız . Özellikle yardıma ihtiyacı olan insanların görüntüleri hiç bir mecrada paylaşılmaması gerekiyor. Düşünsenenize tam aştım diyeceksiniz önünüze görüntünüz düşecek bu durumda kimsenin bir şeyleri geride bırakmasını bekleyemeyiz . O görüntüler bir çok suçu doğurur. Bu dönemde malesef herkes bu insanlara yeterince anlayışlı değil bu durumdan istifade eden onlarca insan var . Kimisi deprezedelerin değerli eşyalarını çalıyor  kimisi yapılan yardımları yağmalıyor .Bu tür durumların önüne geçmek için o insanlara bir yaptırım uygulamadığımız takdirde ülke olarak geride kalacağımız bariz. 

Doğal afetlere bağlı çocuklarda oluşabilecek travmalar günlük yaşanılan stresten çok farklı bir durumdur. Bu tür travmalar kişinin hiç beklediği bir anda olup birçok hayatı etkileyen en çokta çocukların derinden aldığı yaralara neden olmaktadır. Uzman Klinik Psikolog Havva Tecer konu hakkında bilgiler verdi.

Deprem de yaşanılan travmalar çocuklar için de yetişkinler için de yoğun çaresizlik duygusu yaşatmakta ve çok uzun süre kişilerin hayatı olumsuz etkileyebilmektedir.

Deprem anı ve sonrası çocukların uzun süre korku yaşaması normal bir süreç olmakla birlikte ebeveyn tutumları oldukça önem arz etmektedir. Çocuğun depremi birebir yaşaması veya sosyal medyadan görüntülere maruz kalması sonucunu travma sonrası stres bozukluğu ve depresyon yaşamasına neden olabilmektedir. Deprem sonrası ailenin verdiği tepki büyük önem arz etmektedir.

Çocuk anne babanın davranış ve konuşmalarını dinlemez gibi görülse de bütün olayları ayrıntılı bir şekilde içselleştirir. Buda çocukta fiziksel olarak açıklanması güç olan ağrılara, okula devam etmek istememeye, beslenme alışkanlıklarında değişikliklere, uyku sorunlarına, tırnak yemeye başlama gibi kaygısını bastıracak davranışta bulunması kaçınılmaz olabilmektedir.

Çocuklara Deprem Sonrası Nasıl Davranılmalı?

  1. Çocuk anne babasına depremi sorduğu zaman açık anlaşılır bir dille bunun doğal bir afet olduğu açıklamalıdır. Kaçarak saklayarak sağlıklı bir sonuç alınamaz.
  2. Çocuk anne babasına depremi sorduğu zaman açık anlaşılır bir dille bunun doğal bir afet olduğu açıklamalıdır. Kaçarak saklayarak sağlıklı bir sonuç alınamaz.
  3. Aile olarak hem kendi rutinini bozmamaya hem de çocuğunuzun rutinini bozmamaya özen göstermelisiniz.
  4. Günün her dakikası televizyon açık olmamalı. Elbette haber almak en doğal hakkınız fakat çocuklarınızın ve kendi ruh sağlığınızı korumakla yükümlü olduğunuzu unutmamalısınız. Sağlıklı olduğunuz da kendinize, çocuğunuza Ve sevdiğiniz diğer kişilere faydalı olabilirsiniz.
  5. Çocuğunuz içine kapandı ise onunla oyun oynamayı denemeli resim yapması için teşvik etmelisiniz. Çocuklar için çizimin rahatlatıcı ve iyileştiği etkisini unutmamak gerekir.
  6. Ev ortamında büyük sesli kavgalardan kaçınmalısınız, çocuk yaşadığı travmanın etkisini henüz atmamış iken ailenin yüksek sesle tartışma yaşatması çocukta derin yaralar açıklamasına neden olabilmektedir.
  7. Olayla karşısında sakinliğinizi korumayı başarmalısınız, başaramıyorsanız bir uzmandan destek alma yolunu seçmenizde fayda vardır

Arkadaşlar biz bu afeti yaşadık malesef geçmişi geri alamayız . Ancak hayat devam etmek zorunda eğer hala nefes alıyorsak bir umut mutlaka vardır demektir. Afet bölgesinde değilseniz insanların acısına saygı duymalı sosyal platformlarda yaptığınız paylaşımlara dikkat etmelisin .Sizin düşünmeden yaptığınız paylaştığınız bir içerik birilerinin yarasına tuz olabilir buna dikkat etmenizi önemle rica ediyorum . Eğer afet bölgesindeyseniz mutlaka bu afet sizden bir şeyleri götürmüştür maddi manevi  uzak yakın bir akrabanızı almıştır . Bu sarsıcı durumun etkisi çok fazla biliyorum . Günlerce dışarda kaldık ve bazılarımız malesef hala dışarda kalmaya devam ediyor. İçtiğimiz bir yudum suya çok şükür dediğimiz evredeyiz .Meğer ne çok şeyin kıymetini bilmemişiz .Bir şeyler elimizden gittiğinde kıymet bilme huyumuz hiç değişmedi değişmeyecek . Bazılarımız bu süreci bir kaç ayda atlatacak bazılarımız bir ömür atlatamayacak. Hepimiz destek olacak birilerine destek olmak zorundayız . Kimisi arkadaşına kimisi annesine kimisi kardeşine dil ve bakışlar çok yaralar insanı lütfen dikkat edelim destek olalım derken köstek olmayalım .

ÜNÜVERSİTE SINAVINDA NELER OLACAK ?

Geçtiğimiz günlerde Bakan ÖZER  YKS ve LGS  de 2. dönem konularının çıkmayacağını belirtti . Bu deprezedelerin işini biraz daha kolaylaştıracak bazılarınız çıkıp diyecekki ben 2. dönemi halletmiştim saatler harcamıştım haksızlık diyecek arkadaşlar sizi anlıyorum ama kimsenin böyle bir cümle kurmaya hakkı yok . Bu psikoloji bambaşka empati yapın eviniz aileniz yok ama hayat devam ettiği için oturup ders çalışacaksınız . Bu insanlar tekrar nasıl ders çalışacak bir düşünelim öyle yargılayalım . Bu sürecin bir an önce sona ermesini en içten dileklerimle  temenni ediyorum . Umarım herkesin ihtiyaçları bir an önce karşılanır eskisi gibi olmasada hayata devam edebilir.

ÖLENLERE RAHMET GERİDE KALANLARA SABIR DİLİYORUM .

 


 


 



 



 


 


 




 








 

Alin Tamer
Alin Tamer bir ögrenci
Önceki
ALLAH’I TANIYAN TEVEKKÜL EDER
Sonraki
Qızım sənə deyirəm, gəlinim sən eşit..

Qızım sənə deyirəm, gəlinim sən eşit..

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.