Şubatın İlk Günü Rengi İse Kırmızı

Kaynak belirtilmedi

Soğuk bir gündü bugün, bazı özlemleri dindiren, birbirine hasret ruhları denk getiren, içimizi doğallıkla ısıtan.

Beklentilerin de üzerine çıkacak kadar sağlam bir başlangıç yaptı Şubat. Üstelik daha bir gün evvel “Ocağın yanından geçemez” dememe rağmen, büyük oranda onunla kapışabileceğini gösterdi bana, ilk gününden, şaşırdım evet, şaşırttın beni Şubat, daha ilk gününden.

Sıkıcı tonun biraz üzerinde olmanı beklerken, sen beni karalara boğdun, zihnimde kendimi sorgulamama sebep oldun. Karışık bir gün oldu senin ayının ilk günü.

Bir yer keşfettim, bir sandık, içerisi altınlar, zümrütler, elmaslar, ışıldaması sayesinde gözlerimi kıstıran, hazine dolu kocaman bir salon, devamında kafe, kuyruk vardı bide, kuyruğu unutmamak lazım, zira o kuyruğu bana unutturmayacak kadar ilgimi çeken bir detay mevcuttu, kırmızıya zaafım var sanırım, son günlerde karşıma o kadar çok çıkıyor ve beni her seferine yutkunmak zorunda bırakıyor ki en sevdiğim renk konusunda şüpheye düşüyorum kendimle konuyu istişare ettiğimde.

Sana da kırmızı diye hitap etmek istiyorum, kimse bilmesin kim olduğunu evet, kırmızı diyeceğim sana.

Söylesene bana Kırmızı, neden o kadar, farklı baktın bana? 

Bende ne gördün Kırmızı? 

Peki ben sende ne gördüm? Ben niye bu kadar baktım sana?

 İlgimi neden çektin Kırmızı? 

Durdum ve bekledim, geçer gidersin dedim, geçip gidiyordun, derken durdun bekledin, yaptığımı taklit ettin, Kırmızı, neden yaptın bunu?

Seni bu kadar düşünmem saçma Kırmızı, kızma bunu dedim diye bana, sakın kızma olur mu?

Çünkü kızarsan ne yapacağımı bilemem, içimde bir yer açtın, kızdığın gibi o yer, acımaya başlar Kırmızı. Kanar.

Seninle ilk karşılaşmamız bu Kırmızı, daha önce görseydim hatırlardım seni, böyle bakan biri olmamıştı bana. Bak yine aklıma geldi! 

Ne gördün ki baktığın yerde? 

Her sabah aynaya baktığımda göremediğim neyi gördün fazladan, bunca yıl neyi kaçırmışım ben?

Ve sen böyle bakabiliyorsan Kırmızı, nasıl kaçırmışım, kendimi geçeyim hadi, ya diğer insanlar, nasıl kaçırmış senin gördüğün detayı?

Anlamıyorum Kırmızı. Zaman sana baktığım an kilitlendi gibi geliyor, düşüncelerim birbiriyle dans edip tam konuşacakken çenemi kapıyor.

Of kelimesini çok kullandım bugün, içimde bir daraltı var, ya bir daha seni göremezsem diye, canımı yakıyor bu düşünce, belki düşünceden de öte. 

Gerçekten göremezsem seni, bunca yıl aynı şehirde yaşamışız, aynı mağazalara girmişiz, soluduğumuz hava, bol fabrika dumanlı Marmara havası işte, aynı anda solumuşuz.

Belki aynı anda ağlamışızdır, neden olmasın, sen gülseydin bilmiyorum, belki ben hissederdim Kırmızı, merak ediyorum sen acaba hissediyor musun, bugünün özel oluşunu.

Çok kızdım bu zamana kadar kendime, neden yapmadım, neden olmadı, denemedim diye.

Hepsini toplayalım Kırmızı, yine de yanına gelemeyişim kadar öfkelendiremez beni, bugünü saymıyorum, bugün ilk gün, ilerleyen vakitte, rüzgârın da eşliğinde, bam diye çarpacak, senin yanına gelemeyişimin acizliği yüzüme.

Belki denk geliriz, doğaçlama tadında, gündem yoğun nasılsa, merak edişlerin sonu yok, bendeniz geçici, takvim yaprağının ilerleyişi seri, gideceğim geldiğim gibi geri, tik ve tak, zaman, seninle beni ilk karşılaştıran yerin ana öznesi.

 

 

Selam Ben Emirhan
Yolunun daha henüz çok çok başında olduğunun farkında olan az insan var hayatta, henüz bir başarı elde edemeden kendini alim sanan çakma filozoflar var, insan, nankör ve kibirli olmasıyla tanınır, ben ise halktan biri, ülkedeki milyonlarca gençten yalnızca bir tanesiyim, Selam, ben Emirhan.
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
japon balığı da okyanusta kitap okur her nekadar ıslansa da.Sevdiğim kitaptan küçük bir kısım ve ben

japon balığı da okyanusta kitap okur her nekadar ıslansa da.Sevdiğim kitaptan küçük bir kısım ve ben

Sonraki
script nedir? nasıl yapılır ? script yazımı…

script nedir? nasıl yapılır ? script yazımı…

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.