Bu Dünya Alışkanlık Dünyası

Kaynak belirtilmedi

 

 

   Bir insan bir şeye kaç defa alışır? Veya şöyle sorayım değerli okurlarım:

   İnsanlar her şeye alışmak zorundalar mı? Yaşamda yer almak istiyor isek evet. Çünkü hayat beklemeyi gerektirir, beklemek de alışkanlığı getirir.

    Mesela bir iş için beklemeniz gerekiyor. Zor da olsa bekliyorsunuz.

    İlk bekleme zordur elbette. Fakat zamanla bir şeyi beklemek ağır gelmiyor insana.

    Zaman alışkanlığı diye bir şey var. Kimine ağır geliyor zamanın içindekileri taşımak.

Zaman alışkanlıkla dolu, yeter ki kötü bir alışkanlık edinmeyelim.

    Mesela şimdi isimlerini sayamayacağım yasaklı maddeler gibi kötü alışkanlıklar…

Eğer ki bir şeyi alışkanlık edinmek istiyorsak hem kendimiz için hem çevremiz için örnek olmak adına faydalı alışkanlıklar edinebiliriz. Bir şeyi veya birini beklerken onun için çabalamalıyız. Çünkü boş boş oturup beklemek ağır gelir bizlere. O yüzden bir yandan beklemek diğer yandan çabalamak lazım.

   Kendimden bir örnek vereyim sevgili okurlarım. “Kanadı Kırık Melek’in Kanadına Takılanlar” isimli kitabımı haber kanallarına gönderdim. Çok çabaladım ve sonunda TRT Sakarya temsilcisi sevgili Mehmet Karakaş, çabamı görüp haberleştirdi. Haber sizler tarafından izlenildi. Kitabımın satışından elde ettiğim gelirle hedefime ulaştım.

     Sevgili okurlarım ben hedefi nasıl görüyorum, biliyor musunuz?  Çocukların önüne bir oyuncak konur ya hani ve çocuğun oyuncağa doğru emeklenmesi istenir.

      Çünkü hedefsiz hiçbir şey olmaz. Bazen de beklemek gerekiyor hedefe ulaşmak için.

       Kırk yıldır kiralarda oturuyorduk. Yeri geliyordu, annem oturduğumuz evin dökülen duvarlarını sıvıyordu. Ben de hedefime çoktan karar vermiştim. Kitabım çok satarsa anneme ev alacaktım. Çok şükür belirlediğim hedefe ulaşıp evimizi aldım.

      Sevgili okurlarım demem o ki, sabırla beklersek, çabalamayı bırakmazsak, çabayı alışkanlık edinirsek belirlediğimiz hedefe muhakkak ulaşırız.

      Bu dünya alışkanlık dünyası demiştim. İnsanoğlu yalan dünyanın her şeyine alışıyor veya alışmak zorunda kalıyor. Bazılarımız kadere inanıyor, kimimiz inanmıyor ama zorluklara alışmaya çalışıyor. Kimimiz zorluklara alışmak için yaşıyoruz sanki. Kimimiz de zorluklara dayanamayıp canına kıyıyor. Asıl mesele ne biliyor musunuz? Hayatın verdiklerine alışmak ve bu alışkanlığa sabır göstermek… Çünkü yaşam denen dikenli yolda yürürsen ahrette kazanan sen olursun.

   Herkesin hayatı zordur elbette fakat eliniz ayağınız tutuyorsa, sabah kalktığınızda lavaboya gidebiliyorsanız hiçbir zorluk sizi yenemez. Sabah kalktığında lavaboya gidemeyen sağlığından yoksun bir birey olarak söylüyorum bunu. Bizler zorluklar içinde doğup büyüyoruz. Zorluğa alışmak kaderimize yazılmış, isyan etmek ne haddimize. Zaten yüce Allah’ı bilen biri isyan edemez.

   Ben sabrı halat ipine benzetirim. Sen ne kadar çekersen seninle o kadar gelir.

Biz sağlığından yoksun bireyler de halata sarıldık, hayatı öyle yaşıyoruz.

   Sabra alıştıralım kendimizi. Alıştıralım ki bütün zorluklar kolaylaşsın.

 

 

Rukiye Türeyen

Rukiye Türeyen
MERHABA BEN SAĞLIĞINDAN YOKSUN YAZAR RUKİYE TÜREYEN. BİR KİTABIM VAR. İSMİ: "KANADI KIRIK MELEK'İN KANADINA TAKILANLAR" İKİNCİ KİTABIMLA ÇOK YAKINDA SİZLERLE OLACAĞIM İNŞALLAH.
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Türkiye Gezisi: Kültür, Doğa ve Yeme-içme

Türkiye Gezisi: Kültür, Doğa ve Yeme-içme

Sonraki
Aşk Biter / Peki Ya Duygular?

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.