Eğitimde Coğrafya Kader

Fotoğraf sahibi: stux (@stux on Pixabay)

 “Eğitim ailede mi başlar veyahut herkes eğitim alabilir mi? Ya da herkes eğitim konusunda eşit haklara sahip mi?” bu sorular eğitim denildiğinde aklımızda oluşan bazı sorulardan önde gelenleri. Bildiğim tek bir şey var:Eğitim herkesin en temel haklarından sadece biri.

Eğitim biz doğduğumuz andan itibaren başlar ve ölesiye kadar devam eder. Evet,eğitim ailede başlar. İleriki yaşlarda eğitim okulla devam eder, yetişkin çağlarında kişi elbette belki bir kişiden belki bir sitedeki yazıdan belki de kendi merakı sonucu araştırmalarından o bilgiye ulaşır. Eğitimin bir süresi,yaşı yoktur. Bunun hakkında “Eğitim,meyvenin kendisi değil,bilgi ağacından meyve toplamaya yarayan bir merdivendir” diyor Bernard Shaw.

 Peki biz neden eğitim görüyor,öğreniyoruz?

Eğitim yaşamımızda olmazsa olmazlardan kesinlikle biridir. Nasıl ki yaşamak için nefes almaya ihtiyaç duyuyorsak;yaşamımızı devam ettirebilmemiz içinde eğitime ihtiyacımız vardır. Eğitim bizim için bu kadar önemliyken toplum içinde büyük bir önemi vardır. Eğitim almamış bir toplum o toplumu,şehri,ülkeyi kalkındıramaz.

 Eğitimin önemi kadar “Doğru Eğitim” daha önemlidir. Hayatımıza bu kadar yön veren eğitim denilen kavramı doğru bir şekilde öğrenmek ve ona göre hayatımızı devam ettirmek istemez miyiz? Elbette,isteriz. Kim istemez ki? Ancak istemeyenler de vardır. Bir bilgiyi gördüğünde onu doğru kabul edip eğitim görmüş olduğunu düşünenleri,savunanları da çevremizde görmek oldukça muhtemel. Ama doğrusu elbette doğru bilginin peşinde koşmak,doğru bilgiyi öğrenmek ve bilmektir.

 Bazı ülkeler hala eğitimin önemini bilmemektedir. Bu da o ülkenin vatandaşlarının eğitime önem vermediği ve geride kalmışlığını gösterir. Eğitimsizlik,kaba bir tabirle cahilliktir. Bir milletin kültür seviyesini de elbette buna bağlı olarak eğitim belirler. Geleceğimizin güzel olması,bir sonraki adımımızın doğru olması ya da kullandığımız bir kelimenin telaffuzu bile bize bağlıdır. Yani bizim aldığımız eğitime bağlıdır.

 Dünyanın en iyi on eğitim sistemine baktığımızda 2022 yılının verilerine göre Finlandiya’dır. Finlandiya’nın eğitim sistemine baktığımızda yedi yaşında başlayan eğitim dokuz yıl zorunludur ve öğrenciler için fırsat eşitliliği bulunur. Özel okul yoktur ve bu sayede herkes eşit ve ücretsiz bir şekilde eğitim almaktadır. Öğrenciler mahallelerinde bulunan okula gittikleri için okula bisiklet ile ya da yaya olarak giderler. Kırsal yerlerde yaşayan öğrenciler için de ücretsiz servislerle ulaşımları sağlanır. Eğitim saatleri günde 4;haftada ise 20 saattir. İsteyen herkes üniversiteye gidebilir kişiler bunun için toplu bir sınava tabi tutulmaz onun yerine öz değerlendirme sınavlarına tabi tutulur.

 Finlandiya’da eğitimin en büyük destekçisi toplumdur.Eğitimi sadece okulun ya da öğretmenin görevi olarak görmezler. Çevrenin eğitim destekleyici olduğu kabul edilir ve bu görüş hakimdir. Eşitlik kavramı Finlandiya için son derece önemliyken öğrencilerin ihtiyaçları devlet tarafından karşılanır. Dokuz yıllık zorunlu eğitimde ana dil,sağlık eğitimi,ahlak eğitimi,sosyal bilimler,matematik,fizik,kimya,biyoloji,coğrafya,tarih,beden eğitimi,müzik,görsel sanatlar,el sanatları,ev ekonomisi ve rehberlik alanlarındaki dersleri görürler.

 Öğrencilerin her derste başarılı olma zorunluluğu veyahut kendini ispatlama anlamı yoktur. Öğrenciler,kendi ilgi ve ihtiyaçları doğrultusunda eğitim programlarını oluştururlar. Öğretmenler,öğrencileri yetenekleri ve ilgi duydukları alanlara yönlendirirken,bilmedikleri veya ilgi duymadıkları alanlarda fikir sahibi olmak için zorlamazlar. Dört saatlik ders sürecinde teneffüsleri ise 15 er dakikadır. Ancak ders saati uzatılırsa teneffüs saati de uzatılır.

 Finlandiya’da eğitimin ilk altı yılında öğrencilere not verilmez ve on altı yaşına kadar herhangi bir sınava girmezler. Öğrencilerin başarıları;yetenekleri ve gösterdikleri olumlu davranışlar doğrultusunda belirlenir. Eğitim anlayışında sınavların,öğrencilerin öğrenme heyecanını azalttığı ve strese neden olduğu düşüncesi vardır.

 Eğitim sistemine göre öğrenmenin yeri okuldur ve sürekli olarak öğrencilere ödev verilmez. Ancak öğrenciler ihtiyaç duyarlarsa okulda yarım kalan bir ödevini isterlerse evde devam ederek tamamlayabilir.

 Bunun yanı sıra Finlandiya’daki öğrenciler okul saati dışında arkadaşlarıyla zaman geçirir ve bu zaman diliminde çevrede olup bitenlerden bilgi sahibi olurlar.

 Finlandiya’ya karşılık Lübnan’ın eğitim sistemine bakalım…

 Lübnan’da üç yaştan on dört yaşına kadar eğitim zorunludur. Ana üç dil olan İngilizce,Arapça ve Fransızca okullarda ilk yıllardan itibaren öğrencilere öğretilir. Lübnan eğitim sistemi üç ana bölüme ayrılan beş aşamadan oluşur:Okul öncesi,temel ve ortaöğretim aşamalardır.

 Okul öncesi eğitim üç veya dört yaşında başlar. Zorunlu kabul edilen eğitim altı yaşından on dört yaşına kadar devam eder. İki seviye içerir:ilk ve orta. Başlangıç aşamaları birden,üçe kadar olan sınıfları ve dörtten,altıya kadar olan sınıfları kapsar. Orta seviye,yedi ila dokuzuncu sınıfları içerir. Son olarak ortaöğretim aşaması onuncu sınıftan on ikinci sınıfa kadar devam eder. Genellikle on sekiz yaşında bir Bakalorya veya yüksek öğrenime erişim sağlayabilecek bir sertifika ile sona erer.

 Lübnanlı öğrencilerin üçte ikisi özel okullarda eğitim görmektedir. Lübnan yasası,ulusal müfredatın her dört yılda bir güncellenmesini şart koyarken 2000 yılından beri bir güncelleme görülmemiştir.

 Гњlkede Д°nsani GeliЕџme Endeksi’ne gГ¶re 2014’te yetiЕџkin okuryazarlД±k oranД± “.9’du.

 Aynı zamanda ülkede en azından bir miktar ortaöğretime sahip(25 yaş ve üstü) nüfusunun bir bütün olarak yüzdesi T.2’dir. Bu oran kadınlarda ise maalesef 8.8’e düşmektedir.

 Her ülkede eğitim bir değildir maalesef. Bazı ülkeler hala eğitimi eğitim verdiğini göstermek amacıyla veriyorlardır. Finlandiya ve Lübnan…Bir ülkeye baktığınızda son derece çocukların istek,hayal ve yetenekleri doğrultusunda onları sıkmadan hayata hazırlayan ve ileriki zamanlarda başarılı ve kendini bilen,eğitime önem veren,aynı büyüdüğü toplumda olduğu gibi eğitimin önemini aşılayan bir birey olurken;diğer ülkede maalesef ‘en azından bir miktar ortaöğretime’ sahiplik oranı 8.8 olan kadınlar…

Lübnan’da üç yaşında eğitime başlayan çocuklar,Finlandiya’da üç yaşında ailesiyle,sevdikleriyle ve çevresiyle zaman geçiren;çocukluğunu yaşayan çocuklar. Veyahut Finlandiya’da ‘ev ekonomisi’ dersi alan geleceğin parlak umutları,bilinçli bakışlar.

 Bir tarafta çocukları sıkmayan,isterlerse evde kalan çalışmasını yapabilen öğrenciler,onları bir birey gibi görüp yetiştiren,yeteneklerine göre gelecekteki başarı kapıları açılan öğrenciler,çocukluğunu yaşayan öğrenciler;bir tarafta ise eğitim gören çocukların üçte ikisinin özel okullarda okuduğu,küçük yaştan itibaren bir kuralın içinde olduğu,çocukluklarındaki hayal dünyalarının kapısının aralanmadığı üstüne üstlük bastırıldığı öğrenciler.

 Bu adalet mi? Ya da doğru mu? Ya da bu iki ülkeye eşit diyebilir miyiz?

 Cehalet toplum,cehaleti yönetir;ufku açıklar ise geleceğin sönmez ışıklarını.

 Peki eğitim alan bir insanın diğer insanlardan farkı nedir? Cevabı aslında oldukça basit. Toplum,bilgi sahibi insanı sever. Eğitim almış kişiler günlük hayatta daha çok ön planda ve söz sahibidir. Eğitim almış kişilerin bir başka farkı şudur ki:Bir konuda eğitim almak geri kalan hayatlarında onlara yetmeyeceğinin bilincindedir. Bilgilerini arttırır. Yeni şeyler öğrenmekten kaçınmazlar. Ve son olarak her zaman doğru bilginin peşinde koşarlar.

 “Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır ya da esaret ve sefalete terk eder.” diyor Gazi Mustafa Kemal Atatürk eğitim hakkında yıllar önce. İşin özü de bu. Eğitimsiz bir toplum eşittir cahil bir ülke ve acınası bir durum.

İrem Tahtacı
Sadece yazıyorum
Önceki
Vivarium: Sistem eleştirisi ve kapitalizm

Vivarium: Sistem eleştirisi ve kapitalizm

Sonraki
KABULLENEMİYORUM GALİBA

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.