Herkes kendi hikayesinin başrolü. Bunun farkına vardığımda çok garipsemiştim . Dünya benim etrafımda dönüyor zannetmek benim için çok uzun sürmeyen bir serap gibiydi. Sonraları kendimi önemsiz hissetmeye başlamıştım . Oysa önceden ne kadar önemliydi varlığım , ne dediğim , ne yaptığım , kim olduğum , kimle takıldığım, hangi dine mensup olduğum … Aslında her şey önemli olamayacak kadar basitmiş . Gözümüzde anlamsızca çok büyütür anlam yükleriz hepimiz. Kimi için bu kariyer , kimi için aşk , kimi için aile… Aslında bizim hiçbir olayımız yok . Bizi olduğumuz yerde tanıtan kavramlar var sadece . Doktor Fatma , bir oğlana kaçmış Sevgi , Ayyaş Ergün …Kimsenin önemsediği benliğimiz değil . Önemsedikleri tek şey nasıl tanındığınız . Üniversitede güzel bir bölüm kazanan bir genç ile sınav senesi boyunca psikolojik travmalar atlatmaya çalışıp zor zamanlardan geçen ve bu yüzden de mezuna bırakan veyahutta derslerin bir türlü ilgisini çekemediği ve bu yüzden başarısız olan bir gencin gördüğü muamelenin aynı olmaması bu konuya örnek verilebilir..Bazen bu durumlar çok can sıkıcı oluyor zihnimde , bazen öyle anlamsızlaşıyor ki tüm bu yaşam amacımı anlayamıyorum , neden var olduğumu ? Bazen tüm bu düzenli düzensizliğin içinde kötü bir karaktere dönüşmeyi planlıyorum . -çoğu zaman insanların acımasız , kötü oluşlarına şahit olduğumda –
Mesela aşk denen o şey ne kadar tehlikeli . Bir insana adamak kendini… Hatta belki onun yüzünden farketmeden istemediğin bir kişiye dönüşmek . Belki gururunu özsaygını kaybetmek . Evet heyecan katıyor , yaşama bir istek katıyor buna karşı çıkamam . Hissettirdiği güzel şeyler , gülümseyerek uyanmayı sağlayan o anlam veremediğimiz mutluluk , yaşamanın anlamlı gelmesi ve ölümden korkmaya başlama gibi etkilere sahip olmasının yanı sıra bittiğinde , gittiğinde hiç tatmadığın mutsuzlukara , yalnızlıklara eskiden hissedip depresyona girdiğin o kötü hislerden daha ağır bir yük bırakıyor omuzunda . Ve yaşam anlamsızlaşıyor . Hele ki bedeninizi ruhunuzu tümüyle o şeye bağladıysanız ve beklemediğiniz bir anda tüm bu güzellikler son bulduysa işte o zaman intihar düşüncelerine sürükleyecek kadar tehlikeli bir hâl almaya başlıyor aşk dene şey . Artık ağlayarak uykunuzdan uyandırıyor sizi . Artık sizi eskiden yapınca zevk alıp eğlendiğiniz her şeyden mahrum bırakıp her şeyi gözünüzde anlamsız , sıkıcı ve gereksiz bir hâle getiriyor . Çok fazla uyumaya başlıyorsunuz , iştah kaybı veya aşırı yeme gibi yan etkilere de sahip ayrıca . Kısacası tehlikeli işte . İşin kötü yanı da bu şeye kaarşı orunmasız olmamız . Bizi her an savunmasız bir şekilde ele geçirip tüm benliğimizi sarabilecek olması.
Hiç istemediğim ilişkilerim oldu eskiden . Kimseye hayır diyemezdim . Sanki hayır deme hakkım yoktu . Sanki herkesi memnun etmek zorundayışım gibi . Hayır dersem sanki herkes benden nefret edecekti . En büyük korkum buydu . Bir kişi bile benden nefret etmesin herkes beni sevsin isterdim , kendimi çok önemser herkesin isteyeceği o mükemmel kişi olmaya çalışırdım. Oysa ki herkes kendi hikayesinin başrolü . Ve kimse kim olduğumla hiçbir zaman ilgilenmemiş . Sadece kendimi bu oyuna fazlasıyla kaptırmış nu oyunun etkisinde kalmışım uzunca bir süre . Sonraları bu acı gerçeğin farkına vardım . Ama hiç üzgün değilim bunun için . Çünkü farkına varmasam bir aptal gibi yaşamaya devam edecekmişim, asla kendimi bulamayacakmışım , asla kendim gibi olamayıp hep birileri tarafından yönetilecekmişim . Tabi bu gerçekle yüzleşince hayatım artık pek mükemmel işlemedi . Çok fazla mutsuz ve kendinden nefret eden birine dönüştüm , insanlardan nefret edip yalnızlaşmaya başlamak başlarda çok acı verici gelmişti . Ama farkettim ki hayat böyle olacaktı , bu hayatın gerçekliğinin bir yansımasıydı . Boş kalabalıklardan kurtuldum . Uyudumm , Uyudum . Anlamlandıramadığım o sorunun yanıtını aradım durdum . Ne için yaşıyorum ?