Siz de günü erkenden selamlamayı sevenlerden misiniz bilmem!
Kimine göre bu vakit “Sabahın Körü”, kimine göre de “Sabahın Nuru” olarak adlandırılır. Sonrası da buna göre şekillenir aslında…
Güne erken başlamayı “Sabahın Körü” olarak gören; ayılıp, kendine gelemez bir türlü. Erken kalkma mecburiyetinin ortadan kalkacağı günü iple çeker. Yol boyunca selam vereceği çoğu kimseyi fark etmediği için “Günaydın” kelimesini daha az kullanır. Uyuşukluğuna çareyi, birkaç dal sigarada arar. Bir süre esner, hatta esnedikçe yaşaran gözleri insana cenaze evlerini anımsatır. İşe gittiğinde de kendinden önce gelenlere içinden söylenir hafiften. Hele bir de kendinden önce gelenler kahvaltısını yapmış, mesai hazırlıklarını tamamlamış ve enerjileri de yerindeyse söylenme şiddeti daha da artar. Bir de o an gelen müşteri ya da yapılacak iş varsa, suratta öyle bir aleni çemkirme hissedilir ki, sormayın gitsin!
Öğle molasına belki açılır…
Al sana sendromlu günler!
Oysaki erken kalkmayı alışkanlık edinenler ve bu erken vakti “Sabahın Nuru” olarak görenler öyle mi? Günün de bir bereketi yok mu? Bu bereketi bol bol kullanan insana, çarçabuk bitirilmiş gün yavan gelmez mi?
Ben, çok uzun zamandır herhangi bir zorunluluğum olmasa bile güne erken başlamayı kendine alışkanlık edinenlerdenim. Ne kadar geç yatmış olursam olayım, bunun bedelini yeni güne ödetmekten imtina ederim hep. Gün ışımadan uyanıp, pencereden dışarıyı seyreder ve sabah ezanını dinlerim. Yeni bir günde nefes alabildiğim, görebildiğim, duyabildiğim ve daha nicesi için şükrederim. O saatlerde ışığı yanan pek az evden birinin içinde yaşıyor olmak, epey özel hissettirir bana kendimi…
Kahvemi içmek, saçlarıma istediğim şekli vermek, Türk sanat müziğimi dinlemek gibi zevklerim ve evdeki sayısız sorumluluklarım için yeterince vakit bulabilirim. Sokaktaki manzara ise ayrı güzeldir!
Adım başı kepenk gıcırtısı sesi gelir. Kimi çoktan sabah temizliğini yapmış, kaldırıma kadar sere serpe açılmıştır bile. Topuk sesleri kepenklerden daha baskın olan hanımlara ve takım elbiseli beylere her sokak başında rastlamak mümkün. Fırınlardan gelen sıcak ekmek kokusu, tüm şehri sarmıştır adeta. Şehrin temizliğinden sorumlu abilerimin kaldırımlara döktüğü türküler, en az birkaç kişinin diline dolanmış olmalı. Sokak hayvanları, daha sabahın ilk ışıklarında esnaf lokantalarının önündeki umutlu bekleyiş kuyruğuna çoktan girmişler! Herkesin istifade edebileceği kadar bereketli bir gün, kendini karşılayanlara cömert davranmak konusunda pek eli açık çünkü…
Aslında Defalarca ertelenen alarm, “Sabahın Nuru ve Bereketi” için acele edip, durur!
Sen ister beş dakika daha uyu, ister “Sabahın Nuru’nun” gönlünü hoş et!