Sarmaşığın esiriyim sanki.
Ondan kurtulmaya çalıştıkça daha çok sarıyor etrafımı. Daha bir hevesle sıkıyor kalbimi ciğerlerimi. Nefesimi kesiyor çaresizliğim,düşkünlüğüm.
Her defasında ben onu yeneceğim derken kendimi yenilmiş buluyorum. Şu sonsuz evrende çabam o kadar küçük ve anlamsız ki.
Keşke sadece etrafımı sarsa. Zehirliyor beni yavaş yavaş. Bu konuda oldukça profesyonel. Direnç geliştirmeme asla izin vermiyor. Yavaş ve derin hazırlanmış bir plan bu. Plana göre arttırıyor zehrini. İşte o zamanlar geldiğinde dayanılmaz oluyor. Arkama bakmadan kaçmak istiyorum. Öyle hızlı gitmek istiyorum ki bir çöpümü bile alacak vaktim olmasın. Fakat ne kadar uzaklaşsam o kadar yakınlaşıyorum. Sadece sarmaşığın izin verdiği ölçüde uzaklaşabiliyorum. Bumerang gibi…
Hep böyle hissettirmiyor tabi. Bazı zamanlar da o sarmaşığın dallarında korkutucu ayazın ortasında dünyanın en huzurlu uykusunu uyuyorum. Tüm sinir krizlerine rağmen sırf o huzurlu uyku için hepsine katlanıyorum. Öyle yalnız çaresizim yani. Küfürler yığdırıp sonra da bırakmayı istemeyecek kadar da bağımlı.
Belki de sarmaşığı ben yönetebilirim. Ne de olsa canlı olan benim, cansız olan da o fakat o beni yönetiyor. O cansız haliyle hem de.
Trajikomik
Manipülasyon konusunda usta olduğu için hiçbir zaman garipsemedim bu durumu.
Sarmaşık bazen beynimi de yönetiyor. Hissetiklerimi, düşüncelerimi şıp diye değiştiriveriyor. Bir çeşit büyücü belki de.
Nefret ediyorum bu yüzden sarmaşıktan. Solsun ölsün istiyorum. Susuz besinsiz kalsın da kuruyup gitsin. Ben de o çaresizlik içinde acı verici ölümünü seyredeyim.
Çok seviyorum sarmaşığı. Bana bahşettiği huzurlu uykuları, güvenli tutuşunu…
Ben sarmaşığım dostuyum. Onun benden başka kimsesi yok. Benim de ondan başka kimsem yok. Öyle dolanmışız ki bırakmak mümkün değil. Aynı zamanda da sarmaşığın rehinesiyim. O da benim katilim.
Ne zaman nefessiz bırakana kadar boğar beni bilmiyorum. Her şey sarmaşığın elinde. Katliam gününü de o belirleyecek ama biliyor musunuz? O sarmaşığı ben besliyorum
Saraswatinin mırmırı