FATSA İLÇE HALK KÜTÜPHANESİ

Kaynak belirtilmedi

Herkesin kendini güvende ve ait hissettiği bir yer vardır muhakkak!

İnsan burada bulunurken,  tel örgülerini ve diğer tüm savunma araçlarını dışarıda bırakır. Üstelik kaçıp saklanmak istediğinde kimsenin göremeyeceği pek çok yer vardır burada. Hayatın tüm karmaşasının içeri alınmayacağı da müeyyidelerle desteklenmiştir sanki…

Benim için tüm bu anlattıklarıma karşılık gelen yer, kütüphaneler!

Bahçesine adım attığımda dahi, ayrı bir özel hissederim kendimi. Sanki bütün roman karakterlerinin ya da kendi kahramanlarımın ayrı bir dünyası vardır burada ve hemen karışıveririm aralarına!

İlk başta, aksayan ayağı ve çekingenliği ile merdivenleri süpüren Quasimodo görünür. Hemen yanı başımdan hızlı adımlarla saman pazarına gittiğini düşündüğüm Raskolnikov geçer. Dimitri’nin,  Katyuşa’nın eline yüz ruble sıkıştırmasına ben şahit olurum. Az ileride yükselen seslerin hedefi, babası tarafından gemiden indirilen zavallı çocuk Jules Verne’dir. Sağdaki karanlık ve küçük odada,  Vincent Van Gogh kardeşi Theo’ya yazdığı mektupta “Tutuklular Çemberi’nden” bahsediyor. Salondaki küçük pencerenin önünden Kafka ve Gregor Samsa dışarıyı seyrediyor. Salonun sonundaki büyük odanın kapısını araladığımda, Vadinin Zambağı Henriette’in Felix’e vasiyetini duyuyor ve hızlı adımlarla üst kata çıkıyorum.

Daha merdivenlerin sonuna varmadan, hararetli konuşmalar adımlarımı yavaşlatıyor. Sabahattin Ali; Kuyucaklı Yusuf’u, Raif Efendi’yi, Emine’yi, Sırça Köşk’ün üç uyanığını ve nicesini toplamış, telkinde bulunuyor. Yerde bir çıtırtı duyuyorum, Osman Hamdi Bey’in kaplumbağalar ile ( ! ) başı dertte, anlıyorum…

Büyük salona geçiyorum. Bir masanın etrafında, ateşli konuşmaları yöneten O’nu görüyorum! Hey hey yine de hey hey…

Mustafa Kemal Atatürk’ün, gözlerindeki mavi ile ilk defa bu kadar net tanışıyorum!  “Hoş geldiniz” sesi ile irkiliyorum! Bu ses bana, kahramanlarımı zihnimdeki yerine uğurlama zamanının geldiğini hatırlatıyor.

Burası, kitapseverlerin kendilerini çok özel hissettiği kütüphanelerden sadece biri: Fatsa İlçe Halk Kütüphanesi! İçeri adım attığınızda “Hoş geldiniz” nezaket cümlesi ile karşılanıp, ayrılırken de en güzel temenniler ile uğurlanıyorsunuz buradan. Belki benim gibi okuduğunuz kitapların kahramanlarını koridorlarında göremezsiniz ama burası sizi yepyeni kahramanlar ile tanıştırıyor. Kendinizi tıpkı evinizdeki gibi oraya ait hissediyorsunuz. Zaten her kütüphanede olan o kitap kokusu insanı büyülüyor. Her yer, görevlilerin gülen yüzleri gibi ışıl ışıl…

Özellikle küçük yaş gruplarının okuma alışkanlığı kazanması ve kütüphanelere olan aidiyet duygusunun oluşmasında ihtiyaç duyulan ilgi, itina ve duyarlılığı burada bulmak mümkün…

Zaten herkes bu işi de yapmamalı! Kitaplarla haşır neşir olmaktan imtina eden, onların raflardaki zarafetinden etkilenmeyen, kâğıt ve mürekkep kokusu ile ciğerlerini doldurmayan ve misafirlerini en iyi şekilde ağırlamayan bir ev sahibi de ne bileyim… Olacak iş mi?

Yolunuz düşerse mutlaka uğrayın; çünkü bahsettiğim her şeyi ne kadar sağlam delillere dayandırdığımın apaçık ispatı orada…

DERYA DERVİŞOĞLU
BUTİMAR
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
5 Sezonluk ve bize geleceği anlatan bir dizi The100

5 Sezonluk ve bize geleceği anlatan bir dizi The100

Sonraki
Donanımlı Sosyal medya yöneticisi olmak için ne yapmalıyız?

Donanımlı Sosyal medya yöneticisi olmak için ne yapmalıyız?

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.