Merhabalar değerli okurlarım.
Bildiğiniz gibi, 3 Aralık yaklaşıyor. Ben de bu konuyu ele almak istedim.
3 Aralık Engelliler Günü’nde engellileri hatırlayacaksınız. O gün ile ilgili etkinlikler eğlenceler düzenlenecek. Evlerinde ziyaret edilecek. Peki ya o gün bitince? Yine eskisi gibi olacak her şey, yani engelliler görmezden gelinecek. Biz engelliler, tek gün veya Engelliler Haftası’nda hatırlanmak istemiyoruz.
Her gün değer görülmek, engelsiz insanlar gibi davranılmak; engellilerin de hakkı.
Bir örnek vereyim. Bir engelli var ve hiç kimsesi yok. X kişi, bakımını yüklenmiş. Hor görüyor, hırpalıyor, hiçbir söz hakkı yok. Bu engelliye, o evde ve 3 Aralık geldiğinde iyi davranmaya başlıyor. Gezmelere götürüyor, söz hakkı oluyor. Eve ziyaretçi kabul ediliyor. İnanıyorum ki, yok böyle kimseler.
İşte buna benziyor engelliler gününde hatırlanmak. Bu böyle olmamalı, engellilerin tek isteği eşitlik. Ayrımcılık yapılmaması, söz hakları olmasını istiyor, önemsenmek istiyor.
Sokaklarda özgürce dolaşmak istiyor. Engellilere tek gün saygı sevgi gösterisi istemiyor. Her günü Engelliler Günü gibi yaşamak istiyorlar.
Engellinin görülmesi için illa gün mü gerekir? Ya da ayrımcılığa uğramasın diye engelsiz birey mi olması gerekir?
Bu ülkede engelli olmak neden bu kadar zor?
Değer bir günde verilmemeli, ben bu günün içerisinde olmak istemiyorum. Eminim ki siz engelli arkadaşlarım da olmak istemezsiniz. Engellileri anlayabilmeniz için onlar gibi, bir gün geçirmeniz lazım. Ki biz engellileri anlayın. Belki diyebilirsiniz ‘’Aman bunlar da abartıyor, devletten maaş alıyorlar, yinede sızlanıyorlar.’’
Bizleri anlamak için yakınlarınızda bir engelli bulunması gerekir. Ya da ailenizde bir birey var ise biz engellileri anlarsınız. Sevgi ve görünme isteği bir güne sığdırılmamalı. Söz hakkı bir değil her gün verilmeli. Bu çok can acıtıcı oluyor. İkinci sınıf muamelesi görülmekteyiz bazı insanlar tarafından.
Bir engelli dışarıya çıkıyor, bütün gözler onun üzerinde oluyor. Engelsiz bir birey dışarı çıktığında ona bakılıyor mu? Bütün gözler onun üzerinde oluyor mu? Neden engelli bir insana bakıldığı gibi, engelsiz bir insana bakılmıyor? Gözler onun üzerinde yoğunlaşmıyor?
Engelliler için yapılan bir park bulamıyoruz.
Neden peki? Çünkü engelli logosunun üzerine araba park ediliyor.
Yanlış anlaşılmasın, biz engelliler acındırmıyoruz kendimizi. Ama herkes görüyor engellilerin
Neler yaşadığını, dışarıya rahat çıkamıyorlar. Çıksalar bile özgürce dolaşamıyorlar.
Hem yollar engel, hem bakışlar engel.
Ne kadar aldırmıyoruz desek de bakışlara, ben kendi adıma söyleyeyim katılan katılır,
İnsanın gücüne gidiyor ister istemez.
Ben anneme küçükken sorardım ‘’Neden bakıyorlar?’’ diye. Annem de ‘’Güzelliğine bakıyorlar.’’ derdi. Çocukken daha kolay inanırdım bu beyaz yalana. Büyüdükçe insan anlıyor, bazı gerçekleri.
Ve ben de anlıyorum ki, ben üzülmeyeyim diye annemin öyle dediğini. Ben kendime bakıyorum, insanım. Karşımdakine bakıyorum, o da insan. Eee, neden bu bakışlar? Tamam, sağ kolum biraz boynu bükükleri oynayabilir. Ama bu demek değil k, ben uzaydan geldim.
Sen de insansın, ben de insanım. Şaka bir yana, bütün engelliler bakışlardan rahatsız oluyor.
Ve insanca yaşamak istiyor. Engelli engelsiz ayrımcılığı olmadan yaşamak istiyor.
Bir gün, değil her gün hatırlanmak dileğiyle…
Rukiye Türeyen