İçinde bulunduğumuz yaşam, döngü, dünya ve doğa; derinliği çok fazla olan kavramlar. Ben gerçekten o derinliklerde boğulmak üzereyim.
Doğada bir şeylerin bilincine varmadıkça, farkındalık oluşmadıkça yaşamak çok basit. Aslına bakarsak biz tüm insanlar; yaşam alanından acımasızca koparılıp -pet şişelere sıkıştırarak- başka bölgelere taşındıktan sonra ömür boyu kafeslere hapsedilen kuşlardan farksız gibiyiz. Onlardan farkımız diğer tüm hayvanlardaki gibi ‘kültür’.
Hiç düşünmüş müydünüz; kültür olmasaydı olur muydu? Diye. Siz hiçbir kedinin doğuda farklı batıda farklı sesler çıkardığını ya da farklı bir biçimde yaşadığını gözlemlediniz mi? Gözlemleyemezsiniz. Kedi doğası bellidir, cinslere göre değişkenlik gösterir. İnsanın doğası neydi peki? Göklere kadar uzanan binalar, havayı kirleten makineler ve araçlar, para harcamak ya da para kazanmak hatta kısaca para, marka giyimler, ultra teknoloji gibi sayılabilecek binlerce vazgeçilmez bu unsurlar sizce insanın doğası mı?
Kafamda benden başka birinin de yaşadığına eminim. Uğultular, tartışmalar bitmiyor yankılanıyor. Nasılını, nedenini düşündükçe barınamamaya başlıyorum. Bu düzen bir zemin ve ben bu zeminde yürürken sürekli kayıp düşüyorum.
Ben Nasıl İyi İnsan Olacağım?
İyi ne demekti ki? İyi-doğru-güzel/kötü-yanlış-çirkin göreceli kavramlar, bunu bilmeyen yoktur. Ben iyi olmanın bencesini açıklamak istiyorum; düşünceli, empatisi gelişmiş, anlayışlı ve saygılı olmaktır. Bunlarla da sınırlamak istemiyorum aslında. Bireysel anlamda iyilik de çok farklıdır. Birey kendisine iyi davranmadıkça, benliğini iyileştirmekte zaten zorluk çeker. Aslında iyi olamamanın da en büyük nedenlerinden birisi de iyiliğe yüklenen fazlaca anlamdır. Ben fazla anlam yüklemek de istemiyorum. İyi olmak huzurlu olmak ve huzurlu hissetmek de denebilir. Ben kendimde şunu fark ettim ne zaman huzurlu olsam çevremden birisi mutlaka huzursuz oluyor. Gözlemlerime göre bunu sadece ben de yaşamıyorum, insanların hepsi yaşıyor. Neden insanın kendi benliği varken, kendisi hariç herkesin ona diktiği kılıfla istemeye istemeye yaşasın ki? O kılıfla yaşamazsa ne için dışlanmaya ve bu yaşam sürecinde zorlanmaya mahkum edilsin?
Birileri kaynaklara herkesten çok ve herkesten kolay erişsin diye bir sistem kurulmuş, o sisteme uymak zorundasın. Yoksa barınamazsın. Bu arada ben sanırım hiçbir zaman iyi bir insan olmayacağım. Kendim için iyi biriyim desem başkası için kötüyüm, başkası için iyi biri olsam kendim için kötüyüm. Sonu var mı? Bilmiyorum.