BİR KAÇIŞ HİKAYESİ BÖLÜM 8

Kaynak belirtilmedi

Başımın arka tarafını sertçe yere vurmuştum. ”Düştün! Düştün! Sakin ol çok hızlı değildin!” sesleri beynimin içinde yankılanmaya başladı. Hayatta kalmak zorunda olduğunuz dakikalarda beyniniz sizinle konuşmaya, sizi kendinize getirmeye, sizi heyecanlandırmaya çalışır. Durum kritiğini bana sesli söyleyen beynim bir yandan ayaklarımı hareket ettirmeye çabalıyordu. Ne garip! Vücudum belimin sakatlanıp sakatlanmadığını sanki tıbbi bir eğitim almış gibi ölçmeye çalışıyordu. Biz ölümlüler, kolay kolay ölmüyoruz.

Parmak uçlarımı da hareket ettirebildiğimi gördüğümde kalkmaya yeltendim. Anında suratıma yediğim darbeyle tekrar yere kapaklandım. Biri vardı! Biri vardı ve o her kimse şu an bana saldırıyordu. İşte gene beynim bana cümleler kuruyor ve harekete geçmemi sağlamaya çalışıyordu!  Bir an önce tehlikenin kim ve nerede olduğunu görebilmek için bir sonraki darbeden sakınan gözlerimi açıp etrafıma bakmaya çalıştım. Puşt herif gölge gibiydi ve hareketleri çok hızlıydı! Sprit’ti kaldıramayan zır delilerden olmadığı kesindi. Uyanış’ın emekli olmak isteyen yaşlı yönetici adamlarından olması bu kavgada avantajım olabilirdi!

İkinci darbeyi yemeden hemen önce saçlarını gördüm. En az içinde bulunduğumuz gece kadar siyah uzun saçları vardı. Bana doğru yürüyüp tekmeyi yüzüme savurmadan önce 1.50-1.60 boylarında ufak tefek bir kadın olduğunu fark ettim! Manyak karı ne istiyorsun ulan benden!

Ellerimle toprağa bastırarak yerden kalktım. Vücüdumda salgılanan adrenalin daha fazla dayak yememi engelleyecekti. Sprit’in aç karnına alındığındaki etkileri gibi, bedenimde bir dalga yayılıyordu. Oldukça tanıdık bir duyguydu. Beni yaşama bağlayan, kim olduğumu bana anlatan, insani zaaflara olan ihtiyaçlara yer vermeyecek kadar güçlü Sprit’i tatmayalı aylar geçmişti. Sikik Uyanış’ta Sprit yasaktır çünkü yönetimin bunu karşılayacak kadar parası yok!

Ayağa kalktığım gibi kadının karnına tekme savurdum. Ufak tefek bünyesi ve saçları bu kavgada beni nakavt etmek için yetersiz özelliklerdi. Saçlarından çekerek onu yere düşürdüm ve üzerine çıktım! ”Kimsin ulan sen! Rehber mi gönderdi seni! Kimsin!” Bütün kinim ve öfkemle boğazına sarıldım, gecenin tüm stresini bu deliden çıkarmaya niyetlenmiştim. Saçlarından daha siyah deli gözleriyle yüzüme kilitlendi ve hırıltılar çıkarmaya başladı. Kendinden geçecek kadar onu sersemletmiştim, yolun kenarına kadar bedenini sürükledim ve aşağı yuvarladım.

Koşarak motosikletime ulaştım. Onu hemen kaldırıp buradan siktir olup gitmeliydim. 

Elim anahtara gittiğinde  içim zapt edemediğim bir ağlama ve çığlık atma isteğiyle dolup taştı.

Simsiyah gecede, Gri Köy yakınlarında anahtarsız bir motorla öylece ayakta dikiliyordum.


 

kübra muratağaoğlu
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Ruhunu Satmış Birine Ne Denir?
Sonraki
Davetiye ve Düğün Davetiyesi

Davetiye ve Düğün Davetiyesi

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.