Anlayışsızlık; istemsizlik arzusu. Bir insanı anlamak istemiyor oluşumuzdan doğan kötümser yaklaşımdır. Bir fikri ya da görüşü demagoji yolu ile sırıtır göstermeye çalışmak çağımızdaki en belirgin yan etkisidir. İnsan dışında diğer canlılar için de anlayışsızlık büyük bir tehdittir. Çünkü zarar vermeye eğilimli insanların edindiği bir düsturdur. Anlayışsızlığa karşı savaş vermeliyiz. Fakat bunu doğru yoldan yapmalıyız. Zarar vermeden, sadece ona karşı anlayışlı olarak… Anlayış kabiliyetiniz ne kadar ölçülü olursa, kaliteniz de bu ölçü ile doğru orantıda deşifre olmuş olur. Ona bu kaliteyi sevdirerek tedavi etmeliyiz…
Kalite her anlamda ödün vermememiz gereken bir fedakarlıktır. Tedavi edebilme yetisi kazanabilmemiz için önce kendimizi tedavi etmeliyiz. Kendimizi iyi hissettiğimiz zaman bu savaşa hazırız demektir. Acele etmemek, düşünmek, hesap etmek ve doğru hamleyi yapmak, liyakat sahibi insanların meziyetidir.
Anlayışlı olmanın birincil önceliğinde sabır gelir. Karşınızdaki bireyin bir insan olduğunu, onun da bir kalbi ve duyguları olduğunu her daim hatırlayarak ikili diyaloğa girmeniz gerektiğini unutmamalısınız. Bizde insanız ve zaman zaman ani çıkışlar yapabilen, öfke gösterileri seven potansiyelimizi reddediyor değilim. Fakat bildiğim bir hakikat varsa o da en değerli pehlivan, öfkesini dizginleyen pehlivandır.
Dünya kötülükler kadar iyilikleri de içinde barındırıyor. Çirkinlikler kadar güzellikleri de insanoğluna sunuyor. İnsan oğlu çirkinlikeri reddederek güzelliklere meğil etmeyi arzulamalı. Çirkin olanda ısrar etmemeli. Ölçülerimiz ve kendi çizdiğimiz çemberimiz içinde inandığımız doğruyu arzuladığımız gibi ifade edebilmek için anlayışlı olmalıyız.
Unutmamalıyız ki, anlayışlı olmadan anlayış bekleyemeyiz.