Aklımın ermediği zamanlarda aşkın ve sevginin gerçek olmadığına inanırdım. Karşıma o çıkana kadar. Sevdim, aşık oldum,arkadaş oldum,dost oldum, kısacası her şeyim oldu. O kadar güzel sevdi ki beni aslında benim inançsızlığımın sevgisizlikten olduğunu anladım. Bana sevmeyi öğretti. Bana o kadar çok şey kattı ki kendim dahi inanamıyorum. Bense onu çok üzdüm. Yapmamam gereken şeyler yaptım. Yalan söyledim. Bir şeyler sakladım. Çocuktum, büyüyordum ve hatalar da yapıyordum. Kafam çalışmaktan acizdi,çıkar yollar bulamıyordum. Hatalarımı telafi etmedim. Hep daha da batırdım. Sonunda geldiğim yer tabiki de bataklık ve bilirsiniz ki bataklıkta çabaladıkça daha da çok batarsınız ama insan içgüdüsel olarak çabalıyor. Ben de çabaladım. Daha da çok battım. Artık durgun bi şekilde batmayı bekliyorum. O çok sevdiğim insan, beni çok seven insan, bana sevmeyi öğreten insanın gözünde artık nerdeyese bir yerim yok. Evsiz kalmış gibi hissediyorum. Acı ve hüzünlü sonumu bekliyorum.Hayatımın onsuz kısmını düşünmedim hiç.Hayatı onda bulmuşken nasıl düşünebilirdim ki ? Gider diye çok korkuyorum.Çıkar yollar aramaya devam ediyorum. Umarım sevgisini kazanabilecek bi şeyler bulurum. Bir Mecnun değilim çöller aşmadım, bir Ferhat değilim dağlar delmedim ama sevgisiz bir ilişkiyi aylarca yürütmek için çabaladım.O soğukluğu gidermek için gururumu aştım. Hiç istenmediğimi bildiğim bir yerde aylarca kalmaya çalıştım. Hayatta yapılan hataların mutlaka cezasını çekiyormuşuz. Cezam bitene kadar devam etmeye çalışacağım. Bu yazıları da kafam dağılsın diye yazmaya devam edeceğim. İyi günler.