Ne güzel diyordu oysaki Müslüm Gürses :” Sevgisizliğine bir kalp verdim” ve durmadan ekliyordu” Her şeyi al bana beni geri ver bir şansım olsun … ” O kadar anlamlı fakat bir o kadarda çaresiz bir cümle ki. İnsan seviyor deli gibi seviyor, seviliyorum sanıyor, kuşlar gibi özgürce gökyüzünde süzülüyormuş gibi hissediyor sevilince kendini .Duvarlarını yıkıyor, yaralarını açıyor tüm şeffaflığıyla tüm masumluğuyla açıyor kalbinin en güzel odasını sevdiğine .Sanıyor, zannediyor seviliyorum zannediyor. Beni her şeyimle acımla tatlımla sevdi sanıyor ama sadece sanıyor işte . Başlarda kaybetmekten korkuyorsun .Acıtsa da kırsa da susuyorsun, haklı olsan bile sırf gider mi diye özür dilediğin zamanlar oluyor. Sonra bir zaman geliyor sevmemeye başlıyor seni. Aslında o da zannetmeye başlıyor : Sevdiğini zannediyor -mış gibi yapmaya başlıyor, severmiş gibi mutluymuş gibi ama aslında ne seviyor ne de mutlu . Fakat o da bunu itiraf etmeye korkuyor kendine .Sevgisi günden güne yok oluyor. Önceleri size sarılmak için can atarken şimdi sizden uzak durmaya çalışıyor. Sesinizi duymak için soğukta bekleyen adam aramalarınızı açmaz hale geliyor. Buluşmak istiyorsunuz kaçıyor sizden .İşte tam burada devreye giriyor Müslüm Baba… “Sevgisizliğine bir kalp verdim artık geri ver “cümlesi geçiyor kalbinizin en derinlerinden. Yaşamaya çalışıyorsunuz ,hayatınıza devam etmeye çalışıyorsunuz ama olmuyor boğazınıza oturan yumru uyutmuyor, yedirtmiyor, nefes aldırtmıyor .Düzeltmeye uğraşıyorsunuz, hatırlatmaya çalışıyorsunuz sizi nasıl sevdiğini, tekrar sizi sevsin istiyorsunuz, anlatıyorsunuz, anlatıyorsunuz ama sonunda yine tükenen siz oluyorsunuz .Sevgiye, sevilmeye layık olmadığınızı ne yaparsanız yapın onun bedenen olmasa da ruhen, kalben sizden gittiğini anlıyorsunuz . Sonra şarkının şu cümlesi geliyor” Artık geri ver geri veremezsin aldıklarını her şeyi al bana beni ver bir şansım olsun” .
Her şey ya düzelsin yada onu hiç tanımamış olmak istiyorsunuz . Onsuz nasıl nefes aldığınızı nasıl uyuduğunuzu hatırlamak için . Nasıl güçlü olunur nasıl kendini korur insan yeniden hatırlamak istiyorsunuz çünkü canınız yanıyor ama tek bir damla su bile dökemiyorsunuz . Aslında ondan gelen her şeye razısınız ama sevgisizliği…
İnsan sevilmeyince bir denizin altında nefessiz kalmak istiyor . Kalbinin kırılan parçalarını yok etmek istiyor . Şans istiyor kendinden, yeniden iyileşmek için ama dürüst olmak gerekirse iyileşmek de istemiyor insan. Çünkü eğer iyileşirse ondan vazgeçmek zorunda kalacak, onu unutmak, onu yok saymak ,onsuz olmak zorunda kalacak. Buna cesaret edemiyor ,cesaret etmek istemiyor . Yine yine her zaman yeniden her şey düzelsin istiyor. Sevsin beni, eskisi gibi sevsin istiyor. Yaralarımı öpsün, saçlarımı okşasın, onun yanında dünyanın en güzel en mükemmel en sevgiyi hak eden kızına yeniden dönüşmek istiyor. Savaşmak değil anlaşılmak istiyor ama olmuyor, düzelmiyor. Zaman geriye akmıyor akan tek şey sessizce süzülen göz yaşları oluyor . Ölüyor tükeniyorsunuz ve artık sona geliyorsunuz . Kendinize olan sevginiz tükeniyor, aynalardan uzaklaşıyor fotoğraf çekinmek bile istemiyorsunuz .Yeniden sevgisizliğinize hapsoluyorsunuz . Ta ki gerçekten bir avuç toprağın altına girene kadar … Her şey son buluyor fakat o kara toprağın altında yeniden başlayacak hayatın var olduğunu da biliyorsunuz . sonsuz kısır bir döngünün içine hapsolmuş sadece çırpınıp duruyoruz ..