Bu gece konuşmaktan bahsedelim istiyorum saat epey bi geç olmuş fakat bahsedelim zira içimde tutamayacağım…
Konuşmak… Peki kiminle?
Hani bazen derler ya konuşmak ve paylaşmak insanı her zaman rahatlatır buna tamamen katılmıyorum amma ve lakin doğruluk payı oldukça yüksek. Konuşmak aslında acısının, mutluğunun, kızgınlığının sebebiyle yüzleşmektir.. Ya da anımsamak mı demeliydim, hmm böyle dersem cümleyi baştan kurmam gerekir…
Konuşmakta bu değil miydi? Yaşadıklarını yeniden yaşatmak az önce dedim ya anımsamak gibi.. Peki neden? Bunu neden yapıyoruz? Yaşadığım kötü bir olayı anlatmak için konuşmam gerek, konuşmak demek anımsayıp yeniden yaşamak demek o halde rahatlamak bunun neresinde.. Hangi bölümünde.. Hangi perdede ortaya çıkacak..
Gerçekten öyle miydi? Tekrar anımsadığı şey insanı rahatlatır mıydı..?
Zira inananlar buna inanıyordu..
Şimdi düşününce ‘ortak etmek’ ikilisi aklıma geldi belki de konuşmak yaşadıklarına ortak etmek demekti. Evet, öyle olmalıydı zira acıya, mutluluğa ortak olmak rahatlatırdı..
Söylemeden geçemeyeceğim insanlar için böyle değildi, eminim böyle değildi çünkü onlara göre mutluluğunu anlatmak zararlıydı, üzüntüyü anlatmakta ki sebep neydi ki…?
Eskisi gibi değil.. Konuşamıyoruz artık. Paylaşmak hatta ve hatta konuşmak yasak sanki.. Peki biz neden varız ki…?