2023 seçimleri yaklaşırken muhalefet partilerinde aday çıkmazı yaşanmaya devam ediyor. Son 20 yıl içerisinde iktidarın en çok güç kaybettiği dönem olarak nitelendirebiliriz bu dönemi. Ekonomik problemler, toplumsal kaygı, uzun süredir sahnede olmak gibi sebeplerden iktidarın eli hiç olmadığı kadar zayıflamış durumda. Ancak yine bile 20 yıl boyunca iktidarda kalmayı başaran Cumhurbaşkanı seçim anketlerinde önde gidebiliyor. Bu yüzden muhalefet işini sıkı tutmak zorunda. Seçim kazanma noktasında da en önemli kriter doğru bir aday olarak göze çarpıyor. 6 muhalefet partisi henüz bir aday üzerinde birleşemedi. Ancak aday konusu son birkaç aya bırakılamayacak kadar önemli bir konu. Türkiye gibi toplumlarda partilerin kitlesel oyu veya ideolojiler hariç liderlerin de oy alabilme konusunda önemli yer edindiğini biliyoruz. Lider profilini dikkatle inceleyen seçmen için de aday konusu bir hayli önem arz ediyor. Bizde şimdi bu merak konusu olan konuya bir son verelim ve muhalefet için en doğru kapsayıcı adayı açıklayalım..
Mantıklı düşünürsek bir seçim kazanmak için salt çoğunluğu alıp, rakibinize üstünlük kurmanız gerekecektir. Eğer seçime muhalif olarak giriyorsanız bunu başarmak için tek şansınız rakibinize giden oyların bir kısmını kendinize çekebilmek. Belirttiğimiz gibi iktidar bloğundan yoğun anlamda oy çekebilecek bir aday profili gerekiyor bunu başarabilmek için. Şu an siyasi konjonktüre bakarsak iktidar bloğu dediğimiz kısım muhafazakar anlayışlı, gelenekçi yapısı olan milliyetçi bir siyasi ideolojiden oluşuyor. Bu yüzden bu ideolojilere de yakın olan, bu görüşleri de siyasi propagandasına dahil edebilecek bir aday gerekiyor ki muhalif olarak iktidardan oy alabilsin.
Karşı taraftan oy alabilme durumu bir seçimi kazanmak için gerekli şart olarak görünsede, kendi tabanını konsolide etmek de seçim kazanmanın olmazsa olmaz koşullarından biridir. Son zamanlarda siyasi parti sayısının artmasıyla ikameler çoğalmış ve ceketimi assam kazanır anlayışı son bulmuştur. Bu sebepten dolayı muhalefetin adayı temsil ettiği siyasi partinin geleneklerine ve anlayışına hakim olmalı ve kendi tabanının desteğini kazanmalıdır. Kendi tabanından oy kaybı yaşayabilecek bir adayın muhalif olarak seçim kazanması mümkün görünmemektedir.
Siyasette eskimiş olmak kaybetmenin ana sebeplerinden biridir. Uzun süredir aynı siyasi partide lider veya vekil olarak devam eden ancak bir siyasi galibiyete ulaşamamış kişiye seçmen tarafından bir güven oluşmayacaktır. Yine kaybeder algısı üstüne yapışan adayın bundan kurtulup seçmene yeni bir vizyondan bahsetmesi pek inandırıcı gelmeyip destek bulamayacaktır. Adayın uzun süredir siyaset içinde bulunmasıyla yüzünün eskimesi, muhalif seçmeni ateşleyemez. İlk kez oy vericek bir çok genç seçmeni de kendi tarafına çekemez diyebiliriz. Bu sebepten dolayı uzun süredir siyasi arenada olan yıpranmış, yaşı yüksek ve siyasi mağlubiyetleri üstüne yapışmış kişilerin muhalefetin adayı olarak gösterilmemesi gerekir. Yeni olarak nitelendirilebilecek genç, enerjik ve yaşı belli bir düzeyin altında olan siyasetçilerin aday olması muhalefetin seçimi kazanabilmesi için mutlak şarttır.
Bütün bu açıklamaların karşılığında tamamen uygun bir muhalif Cumhurbaşkanı adayı bulmak günümüz siyasetinde mümkün değil. Ancak burada ki şartların çoğunu sağlayan ve muhalefetin aday profili olarak çizilebilecek kişi bizim analizlerimize göre Ekrem İmamoğlu’dur. Her ne kadar belediyecilik anlamında şu ana kadar tamamen bekleneni verememiş olsa da İmamoğlu yukarıda bahsedilenlerin çoğunu sağlamaktadır. 2019 da beklenmedik şekilde seçim kazanması, genç olması, bazen fazla bile olabilen hırslı yapısı, sağ blok dediğimiz iktidardan da oy alabilecek sosyolojik yapısı, partisinin tabanına güven vermesi ve siyasette yeni bir yüz olması sebebiyle bu seçim için muhalefetin en mantıklı ortak adayı konumundadır. Kazanır mı bilinmez ama ihtimali olacağı öngörülebilir bir gerçektir diyebiliriz…