GECE YARISI KÜTÜPHANESİ
Bazen hayattan sıkıldığımız olmuştur her şeyin üstümüze geldiği hiçbir şeyden zevk almadığımız üstüne üstlük her şeyin amaçsızca bize kötü davrandığı zamanlar olmuştur. böyle anlarda genellikle karamsarlığa kapılırız hatta depresyona girenlerimiz bile olmuştur. bu kitapta bunların hepsini yaşayan bir karakterimiz var. “Nora” . her şeyin ters gittiği hiç bir şeyin istediği gibi gitmediği çocukluktan beri yönlendirilen çocukken başarılı ama mutlu olmayan bir kişilik. Bunların üstüne ilk başta işten kovulan sonra abisinin kendisini görmeye gelmediğini öğrenen ardından uzun zamandır tek arkadaşı olan kedisini kaybeden bir kişi düşünün. Onun yerinde olsaydınız ne yapardınız. Çoğunuzun aklına “intihar” geliyor. Nora da intihar etmeye kalkıştı. ama bir andan kendini “gece yarısı kütüphanesi” diye adlandırılan bir yerde buldu. Çoğumuz paralel evrenle alakalı bir kaç şey duymuştur. Nora da kendini bilinçaltında kütüphaneye benzettiği bir paralel evrenler arası bir nevi geçiş noktası diyebileceğimiz bir yerde buldu. kendisine pişmanlıklar adı altında pişmanlıklarının sıralandığı bir kitap gösterilip istediği bir pişmanlığını seçip eğer bu pişmanlığı olmasaydı hayatının nasıl olacağını görmesi istendi veyahut istedi. Ama Nora hiçbir hayatında mutlu olamadı çünkü kendisinin pişmanlık olarak keşke yapsaydım dediği şeyler genelde kendisinin değil başkalarının istekleri olduğu için hep istemediği birtakım neticeler yaşadı. son olarak kitap Nora nın şuan da yaşadığı hayata dönmeyi istemesi ve hiçbir zaman karamsarlığa kapılmadan hayata tutunmasıyla bitiyor. Biz asıl meselemize gelelim yazarın bu kitapta bize anlatmak istediği asıl şey :
Başkalarının ne istediği önemli değil bu hayatı onlar değil biz yaşayacağız. Her zaman kendi hayalimizin peşinden koşmalıyız koşmaya devam etmeliyiz. Hayat arada sırada karşımıza çok güzel şeyler çıkarabilir biz bunları değerlendirmediğimiz için kendimizi üzmemeliyiz. bir rock yıldızı olma şansımız olabilir çok fazla şampiyonluk elde eden herkesin konferansa çağırdığı bir yüzücü olabilme şansımız var dünyaca ünlü bir şarap şirketinin ortağı da olabilme şansımız var ya da dünyanın diğer ucunda buzullarla ilgili araştırma da yapabiliriz yani hayat bize herkesin düşlerini kurduğu hayatları seçme şansı sunabilir. Bunlar mükemmel şeyler de mi ??? Bu şansları değerlendiremediğinizi düşünsenize çıldırırsınız. stadyumlarda konser vermek ya da dünyanın diğer ucunda buzullarla ilgilenmek varken ben ne yapıyorum burada. hayatınızın her anını bunları düşünerek geçirirsiniz, geçiririz. Ama hiç aklımıza gelmez ki ben bunları yaparken mutlu olabilecek miyim ? bunu gerçekten ben istiyor muyum?
İşte bazen böyle yaşamadığımız hayatların yasını tutuyoruz. Bu çok kolay de mi ? Hiç bir çabaya gerek duymadan pişmanlık duyuyoruz yaşamadığımız hayatlar yüzünden. pişmanlık duyduğumuz olası hayatın şimdiki hayatımızdan daha iyi mi daha kötü mü olacağını bilemeyiz. Rock yıldızları gibi dünyanın diğer ucundaki bilim insanları gibi herkes gibi bizde yaşıyoruz.
Önemli olan anı yaşamak ve mutlu olabilmektir. Unutmayın bu hayatı siz yaşıyorsunuz kararları da siz vereceksiniz yapmadığınız şeyler yüzünden duyacağınız pişmanlıklar sadece sizi karamsarlığa düşürür. ve vaktinizi çalarlar. Bu yüzden önemli olan geçmişe fazla önem vermeyip anı ve geleceği yaşamaktır.