Bu içerik ''ismini belirtmek istemeyen'' bir takipçimiz tarafından ''Kooplog Akademi'' için hazırlanmıştır.
Pardon hanımefendi, şiddet görüyor olabilirsiniz!
Kadın!
Yazılmış çizilmiş hiçbir söz bence kadın olmanın önemini yeteri kadar anlatamıyor. Güzelliği, zarafeti ve gücüyle oluşumundan bu yana gelişime ilham veren varlıktır kadın. Kadınlar toplumlarca farklı şekilde yorumlanmış, farklı değerlere sahip olmuştur. Kadının aslında erkekten daha güçlü olmadığı ama her zaman güçsüz, yardıma muhtaç olduğu algısı sebebiyle güçlü olmak zorunda olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Yaşadığı zorluklar nedeniyle sessizce güçlenmek zorunda kalmıştır bu ülkede kadın. Zorbaca davranılıp, itilip kakılıp kendini korumak adına güçlenen, ‘’Sen yapamazsın’’ denildiğinde daha da hırslanan bir kadın nesliyle karşı karşıya olduğunuzu hatırlatmak isterim.
Rakamlarla ”Türkiye’de Kadın Olmak”
Türkiye’de 2017 yılında YAKLAŞIK 340 kadın cinayete kurban giderken, 20 kadın kıyafetleri sebebiyle fiziksel şiddete maruz kaldı ve 250 kadın tecavüze uğradı. Bu rakamlar sadece rapor edilenler. Peki ya rapor edilmeyenler? Yani itiraf edemeyen kadınlar? Korkanlar? Binlerce kadın var tecavüze uğrayıp korkan, susan, kendini asan. Bunları yaşadığı için değil aslında sonrasında yaşayacaklarından korkup susan binlerce kadın var.
Ekonomik, Psikolojik, Cinsel & Fiziksel Şiddet
Zannedildiği gibi aslında şiddet sadece fiziksel bir olay değildir. Ekonomik, psikolojik, cinsel ve fiziksel yönden zarar görmektir şiddet.
Babası tarafından okutulmayan ya da çalışmasına izin verilmeyen, ergenliği bittiği gibi evlendirilen, kocası tarafından da çalışmasına izin verilmeyen kadınlar eşlerinin elinden gelecek olan paraya mahkum oluyorlar. Temel ihtiyaçlarını karşılamak adına ihtiyaç duyduğu para tehdit olarak kullanılıyor. Ekonomik özgürlüğünü aile veya koca baskısıyla eline alamamış kadın ekonomik şiddete maruz kalıyor.
Varlığından bile haberimizin olmadığı bir diğer şiddet unsuru da psikolojik şiddet. Bulunduğu ortamdaki insanlar tarafından yetersiz hissettirilmek, aşağılanmak, zorla ruhen yorulan insanlar psikolojik şiddete maruz kalmış oluyorlar. Psikolojik şiddet, genellikle kanıtlanması zor olan bir durumdur. Kişinin gerçek ve kalıcı psikolojik rahatsızlıklara sahip olmasına sebep olur. Kişinin istediği insanla görüşme yasağı, kıyafet özgürlüğünün bulunmaması, başkalarıyla kıyaslanmak, sevdiği kişiye veya eşyaya zarar vermek, kişinin ne yaşadığı sorgulanmadan yargılamak psikolojik şiddet olarak tanımlanıyor. Kadınların yaşadığı psikolojik şiddet ise genellikle kıskançlık, aşağılama, yetersiz hissettirilme, dış görünüşle dalga geçme, kılık kıyafet konusunda kötü eleştiri şeklinde karşımıza çıkıyor. Kişi kendini hep daha fazlasını yapmaya ve layık olmaya zorladığı için kalıcı psikolojik hasarlar alıyor.
İtiraf edebilir misiniz?
Şiddetin çeşitli versiyonlarını yaşadım. Okuduğum okulda empati yeteneği olmayan insanlar tarafından psikolojik şiddeti yaşadım. Yaşadığım evde hayatı boyunca yaşadığı sorunlar sebebiyle öfkesini şiddete dönüştüren ailem tarafından fiziksel şiddete uğradım. Eğlenmek için gittiğim bir yerde alkollü olduğum için cinsel ilişki dürtüsünden dolayı dokunmayı kendine hak gören biri tarafından tacize uğradım. Olmamış gibi davranmayı, unutmayı ya da unutmuş gibi yapmayı güçlü olmak zannettim. Aslında 4 yıl sonra anlıyorum ya da kabul ediyorum ki zorbalığa maruz kaldım, dayak yedim ve cinsel tacize uğradım. Bunların hepsiyle tek başıma başa çıkmak zorunda kaldım çünkü yaşadığım toplumda bunlar benim ayıbım.
Anlamak, kabul etmek, kendinize söylemek bile çok zorken başkalarıyla paylaşmak imkansız. En yakınınız, ailenize bile söyleyemiyorsunuz. Belki onlar sizin arkanızda duracaklar, güç verecekler ama istemiyorsunuz. Ya da bu konuda suçlanacak olan olmaktan, başınıza bunlar geldiği için yeniden psikolojik şiddete maruz kalmaktan korkuyorsunuz. ‘’Gitmeseydin, o kadar içmeseydin, o saatte orda ne işin vardı?, o kadar kısa giymeseydin’’… Düzeltmek için bile yapılanların hepsi yeni bir şiddet çeşidi. Bütün bunları düşündükten sonra olmamış gibi yapmak çok daha kolay gibi görünüyor.
Kadın olmak, bunlara karşı koyamayacağımızın zannedilmesinin en büyük sebebi. Ataerkil bir toplumda yaşamak, ayıplanma korkusu, işaretlenme korkusu bunları gizlemek zorunda kalmamızın sebebi. İster bağırın, ister sokaklara dökülüp hakkınızı arayın. Yine de yaşadıklarımızı hiç bir şey geçirmiyor ve bununla yaşamayı öğrenmek zorunda kalıyoruz. Bu bizi zannettiğimizden çok daha güçlü bir insan yapıyor. Aslında güçlüymüş gibi görünen ama içinde harabelerden sığınak kuran bir insan olmak zorunda kalıyoruz.
Bu İçeriği Okuduğunuz için Önerdiğimiz İçerikler:
- Şiddet Gören Kadınlar için Mobil Uygulama: KADES
- Sibel: Özünü Bulma, Özgürce Var Olma Yolculuğu
- Feminizmi Anlayanlar, Ondan Neden Korkuyorlar?
İlginizi Çekebilecek Faydalı Bağlantılar: