İstismar Edilen Hayatımız

      Günümüzde istismar, veya başka bir ifadeyle suistimal edilmeyen şey neredeyse kalmadı. İnsanların, hem maddi hem manevi manada neye zafiyeti, hassasiyeti, ihtiyacı varsa hemen hepsi istismar ediliyor maalesef. Örneğin maddi manada gıda ve ilaç konusu, insanlardaki, özellikle erkeklerdeki şehvet duygusu ile kadınlardaki beğenilme hissi, istismar edilen konuların başında geliyor.

      Herkesin gıdaya, birçoklarının da ilaca ihtiyacı vardır ve bu ihtiyaç maalesef kötü niyetli insanlar tarafından (meşru yollarla bile olsa) istismar edilmektedir. Herkesin az ya da çok, karşı cinse zaafı vardır ve bu konu da maalesef -hem de pervasızca- medyanın çoğu tarafından istismar edilmektedir. Bu zaaf karşılıklı bir zaaf olduğu için de bu istismara itiraz edenlerin sesi de fazla duyulmamaktadır. Bazıları bu konuda kullanıldıklarının farkında değil, bazıları da farkında olsa bile umurlarında değil. Ve maalesef bunlar normalleştirilmiş. (bkz ‘’zorunlu seçmeli hayatımız’’ yazısı).

      Manevi anlamda da din veya kutsallaştırılan ideolojiler, vatanseverlik, merhamet duygusu da yine istismar edilen konuların başında geliyor. Evet bunlara hem ihtiyacımız hem hassasiyetimiz hem de zafiyetimiz var. Bazı art niyetli insanlar da bunları çok farklı amaçlar için adeta bir perde gibi kullanabiliyorlar. Mehmet Akif’in de dediği gibi: ‘’Ne çirkin yüzleri örtermiş, meğer o incecik perde.’’

      Bir önemli konu var ki o da: istismar edilmenin de bir istismar aracı olarak kullanılması. Ne demek bu? Şu demek: Yani ‘’senin bu duygunu kullanıyorlar öyleyse sen şöyle yapmalısın böyle yapmamalısın’’ veya ‘’şöyle inanmalısın böyle inanmamalısın’’ diyen ikincil istismarcılar. Elbette iyi niyetli olarak insanlara bu konuda nasihatte ve uyarılarda bulunulabilir. Benim kast etiğim ise bu istismarlardan yararlanarak kendi düşüncesini empoze etmek veya maddi çıkar sağlamak isteyen insanlar.

       Bazı insanların bu hassas konuları istismar etmeleri, bu hassasiyetlerimizin veya ihtiyaçlarımızın aslında hiç olmaması gerektiği anlamına gelmez. Örneğin; beslenme ihtiyacımızın istismar edilmesi yiyebileceğimiz gıda olmaması anlamına gelmediği gibi, dinin istismar edilmesi de dine inanmamamız veya dinin olmadığı anlamına gelmez. Bir insan bir şeye ihtiyaç duyuyorsa mutlaka onun doğru bir karşılığı vardır. 

suskun lafazan
suskun lafazan
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Son olarak yine kendi başımıza kalakalmışız.

Son olarak yine kendi başımıza kalakalmışız.

Sonraki
GANGUBAI KATHIAWADI – FUHUŞLUĞUN ÖZGÜRLÜĞÜ

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.