Yatağımda, uzanır bir vaziyette öyle duvara bakıp dururken, telefonum çaldı birden. Daha sabahın altısıydı. Şafak yeni yeni söküyordu. Ardından arayan kim diye ekrana baktığımda, Deniz olduğunu gördüm. Deniz en yakın arkadaşlarımdan birisidir. En belirgin özelliği ise eğlenme odaklı, bir arkadaşla ancak böyle kaliteli zaman geçirilebilir anlayışının olmasıdır. Belki de bu yüzden yıllardır onunla çok iyi anlaşıyorum. Çünkü benimle hiçbir zaman dersleri konuşmazdı. Ne bir gelecek planı yapardık, ne de bir gelecek kaygımız vardı. Biz sadece lisede tanışmış, ne zaman olursa olsun iyi vakit geçiren iki yakın arkadaştık.
İlk başta merak ettim; “Neden bu saatte arıyor?” demiştim kendi kendime. Telefonu açtım ve bana, yakın arkadaşlarından birisi olan Serkan’ın eşcinsel olduğunu ve az önce kendisini yürüdüğünü söyledi. O an hiç unutamadığım anların başında gelir. Sabahın köründe kahkaha atıyordum; inanılmaz bir andı benim için. Bir de anlatış şekli vardı; o üslubu muazzamdı.
İşin tuhaf tarafı bunu bana, sabahın altısında söylemesiydi. Bu da şundan dolayıymış: Bunlar akşam dışarıda, diğer arkadaşlarıyla bayağı sağlam eğlenmişler ve o gece evlere gittikten sonra Serkan, Denizi aramış ve konuşmaya başlamışlar. “Güzel geceydi, sigaram kalmadı, bira midemi bozdu vs” derken bir süre daha devam etmişler. Tabi bizimkinin hiçbirşeyden haberi yok. Gecenin ileryleyen saatlerinde, Serkan yaşadığı bazı kötü anılarını açmış; Ne kadar ezildiğini ve Babasının, büyük bir hırsızlık sırasında öldürüldüğünü falan anlatmış. Ve zamanın nasıl geçtiğini fark etmeden sabahlamışlar…
Tabi o kadar konuşulmuş edilmiş; artık iyice uykuları gelmiş ve vedalaşacaklarmış. Tam o sırada Serkan, bir durumu daha açıklamış; gey olduğunu ve ona kendisini çok iyi hissettirdiğini söylemiş.
Yıllardır Deniz’ in yakın en yakın arkadaşlarından birisi olan ben, şunu çok net söyleyebilirim ki o yüz ifadesini kafamda canlandırabiliyorum…
Deniz de bu yüzden o sözleri duyunca şok olmuş ve direkt telefonu kapatıp beni aramış.
Bana ” biz o kadar özel konuları konuştuk, yan yana yalnız takıldığımız birçok gün oldu. Gözlerimin rengini çok beğendini söyler dururdu. Ve hatta kıvırcık saçlarına bayılıyorum falan demişti ve tüm bunların ötesinde o bir geymiş.” dedi.
Ama cidden o sabah hiç olmadığı kadar gülmüştüm. Normalde ne kadar komik bir durum olduğu tartışılabilir. Ama Deniz’in karakterini ise sadece ben tartışabilirim. Bu durumda olması çok komik ve verdiği tepkiler gerçekten unutulmazdı. Çocuğun sesi kısılmıştı resmen; benle düzgün konuşmakta zorlanıyordu.
Bana bu durumla ilgili fikrimi sordu. Karışık bir durumda olduğu zaman beni arar ve benim de fikrimi dinlerdi. Ben de onu üzmemesi gerektiğini , karşılık vermesi gerektiğini ve en azından bir süre boyunca onunla takılabileceğini söyledim. Tabi sadece dalga geçiyordum…
Şaka bir yana Deniz’ e şunları söyledim: ” Onu aramalısın ve yaptığının yanlış bir şey olduğunu söylemelisin. Ve eğer mümkünse benden uzak dur demelisin. Çünkü senin nasıl birisi olduğunu biliyordu; tercihlerini ve böyle bir durumdan hoşnut olmayacağını da. Ama buna rağmen sana yürüyerek seni zor duruma soktu. Kimse bencilce verdiği bir kararda ısrarcı olamaz ” dedim. Tabi hemfikir olduk ve sonrasında da ona mesaj atmayı tercih etti.
Konuşma detaylarını her ne kadar bilmesem de sonuç olarak şunları söyleyebilirim: Serkan Deniz’den özür dilemiş; ciddi olmadığını falan söylemiş ve bir şekilde konuyu kapatmışlar. Ama her ne kadar öyle de olsa tekrar konuştuklarını hiç duymadım. Ve sanırım Serkan Deniz ile ortak diğer arkadaşları tarafından da dışlanmış. Ve uzaklaşmış.
İşte her şey böyleydi. Arkadaşım Deniz’in sansasyonel bir anısını kısaca anlattım. Serkan belki ciddi belki de sadece şaka yapıyordu ama ne de olsa, bu hareketi hiç doğru değildi. Karşı tarafı da düşünmesi gerekiyordu…