Kıbrıs adasında Kıbrıslı Rumların Türklere yönelik şiddet olaylarına ve katliamlara sessiz kalamayan Türkiye’nin, oradaki halkın can ve mal güvenliğini korumak amacıyla müdahale etmek istemesinin ardından Türkiye-ABD ilişkilerinde yaşanan bir siyasi krizdir Johnson mektubu.
Yıl 1964…
ABD’nin Türkiye’nin iç işlerine karıştığının, Türkiye’yi ancak çıkarları doğrultusunda müttefiki olarak gördüğünün farkına varılmasını sağlayan bu mektup, uluslararası diplomaside tehdit unsurunu kullanan ABD Başkanı Lyndon Johnson’un marifetidir. Adını da zaten buradan almıştır.
Osmanlı- Rus savaşının ardından, mülkiyetinin Osmanlı’da, yönetiminin İngiltere’de olduğu bu ada, aslında coğrafi konumu itibariyle birçok emperyalist devletin iştahını kabartıyordu. Kıbrıs cumhuriyeti resmi olarak kurulana dek BM Türkiye’nin de bu konuda görüşünün alınması gerektiğini savunmuş ve Yunanistan’ın bazı çabalarını boşa çıkarmıştı. Bir türlü son bulmayan saldırgan davranışlar ve bu davranışlardan çıkar sağlama amacı güden oluşuma karşı, Türkiye müdahale etmek gerekliliğini duymuştu. İşte tam da bu aşamada çıkarlarını korumak isteyen ABD, Türkiye’ye tehdit niteliğinde bu mektubu yazmış ve Türkiye’nin dış politikadaki durumunu da örnek vermiştir.
Güven bunalımını da beraberinde getiren bu mektup, “Sayın Bay Başbakan” hitabı ile İsmet İnönü’ye gönderilmiş ve iki ülke arasındaki değişen yapının sinyallerini de vermişti. Buna göre;
-Kıbrıs’a askeri müdahale kararı ABD’ye danışılacak,
-Bu müdahale Türk-Yunan ilişkisini savaş boyutuna taşıyabilir,
-Kıbrıs’a çıkarma yapılması durumunda Sovyetler Birliği saldırıda bulunabilir ve NATO böyle bir saldırıda Türkiye’yi yalnız bırakabilir,
-Ayrıca Türkiye müdahaleye karar verirse, ABD’nin verdiği silahları burada kullanamazdı.
Bu mektupta kullanılan ifadeler küstahçaydı! Türkiye’nin dış politikada yeni bir yol haritası oluşturması gerektiğini açık açık gösteriyordu.
Ardından Kıbrıs’a askeri müdahaleden vazgeçildi ( Askeri açıdan zayıflık nedeniyle bu müdahale 10 yıl sonra gerçekleşti ). İsmet İnönü uğradığı hayal kırıklığını küstah olmayan bir biçimde yazılı ifade etti ve bir süre sonra da ABD’de Johnson ile görüşme sağladı.
Bu mektup sonrasında Türkiye, müttefiklerine( ! ) karşı farklı politikalar geliştirme ihtiyacı hissetmiş ve dost devletlerin ( ! ) menfaat çatışmasında yalnız kalabileceğinin farkına vararak, bağımlılığı azaltmaya çalışmıştır.