İnsanların ölümden sonra gerçekleştiğine inandıkları sayısız fenomen sadece ölümle ilgili teorilerdir ve insanların ölüme yakın deneyimlerde deneyimledikleri fenomenler bile, girdikleri geçici klinik ölüm durumu içindeki psikolojik tepkilerdir.
Eğer şimdiki hayatımızda ruhumuzun net bir algısını ve hissini elde edemezsek, bedenimiz ölür ve çürür ve şimdiki hayatımızda ulaştığımız arzu seviyesi yeni bir beden alır. Böyle bir süreç, bizler dünyamızda, bedenlerimizde yaşarken sonunda ruhumuza kavuşana kadar devam eder.
Bu nedenle, şu anki bedenlerimizde yaşarken, ruhumuza erişme, manevi dünyaya erişme fırsatını duyarsak, o zaman bu fırsatı iki elimizle tutup manevi yükselişimize başlamamız akıllıca olur.
Eğer şu anki yaşamlarımızda ruhsal dünyanın hiçbir ifşasını gerçekleştiremezsek, o zaman ruhumuz olmaz ve arzumuz sonunda ruhsal yükseliş sürecine başlamak için olgunlaşana kadar yeni bedenlerde enkarne olmaya, deneyim ve ıstırap biriktirmeye devam ederiz.
Kendinizi hayatı yaşamı sorgularken bulursanız bilinki doğru yoldasınız. Kalbinizde bulunan küçük yaşam parçacığı harekete geçmiştir. Yavaş yavaş yanar. ‘taki sizi canınızdan bezdirene kadar. Akıl devreye girer. Herşeyi bildiğini sanar çünkü. Bilmiş edasıyla dreksiyona sarılır. Kendi bildiği doğrular üzerine söz kondurmaz. Çünkü somut kanıtlar arar. Bazen kalp aklı sollar. Öyleyse şanslısınız demektir. Kendi yaşam bilgeliğinizi bulursunuz. Neden yaşadığınızı. Kimsenin bilmediği, çok az kişinin bildiği hazineyi keşfedersiniz. Sonra yola devam ederseniz doğa size öğretmen olur. Doğru yere doğru kaynağa getirir.