Herkese kocaman bir merhabaaaa!!!
İnsanlar arası ilişki önce konuşma ile sonra istek ve güven şeklinde ilerler, yol alır.
Bu insan ilişkilerinde işe duygu girince önce sevgi sonra da ikinci unsur güven olur.
İlişkide zaman ilerledikçe bağlayıcı olan unsurun sevgiden daha çok güven olduğu anlaşılıyor.
Tabi önce kendimiz güvenilir biriysek..
Yeter bu kadar ciddiyet gelelim konumuza..
Her şey güzel giderken partnerin güven sarsıcı bir olay yaşatması sonrası ilişkiler dağılırken gözyaşları akıp çikolata satışlarının tavan yaptığı dönemlerde çok sevsek dahi
‘ya bir daha yapar mı ya onla hala görüşüyor mu korkuları’ kapınızı çalar.
Ve o hatalıyken sizin kırılan güveniniz yüzünden sorduğunuz sorular sizi suçlu yapar.
Daha çok krizler kapıyı parçalarken acaba o ‘size söylememesini, sinsice yürütmesini mi ya da zaten küçük bir hataydı’ diye düşünmesine mi yol açar.
Ya da Bihter gibi yapıp;
Mesela ilişki düzgün giderken “Bana iyi davranmana katlanamıyorum.” tripleriyle aldattığının suçunu partnerine mi atar?
Ya da küçük bir öpücüktü geri çekildim demesi aldatma mı?
İlla işler ileri boyuta mı taşınmalı!
Yalan söylemesi, paranızı çalması, sevginizi ya da statünüzü kullanması da aldatmaya girer mi ki?
Bazı insanlar için sadece duygularının oynanması aldatma sayılırken bazıları için işler fiziksel boyuttadır.
İnsan neden mi aldatır???
Ah işte bende tam orayı bilmiyorum canlarım.
İnstagram da popüler bir video vardır;
” Şerefsiz şerefsiz insan demek ki her şeyi yapabilir.”
En önemlisi önce kendi duygularınızı, düşüncelerinizi aldatmayın.
Ah şunu da unutmayın.
İhanet edenlerin sadakat beklediği bir çağdayız…