SAFEVİLİK İRAN KİMLİĞİNE HİZMET ETMİŞTİR

Safeviler, Türktü,bu hanedanın kurucusu Şah ismail Hatayinin Türkçe nefesleri vardı.Ama”Safeviler’in Azerbaycan ve İran Arazilerinde yaydıkları Şiilikle Azerbaycan’ı Türk âleminden kopardığını, tarihî İran kimliğinin taşıyıcısı haline getirdiği” bir gerçektir.

Bugün Türk dünyasıyla Türkiyenin bağlantısını kesmek için Ruslar tarafından Türkmençay anlaşmasıyla nasıl Ermenistan kurulmuşsa dün Ermenistanın görevini Safeviler yapıyordu.

Safeviler tarihte hiç Avrupalı emperyalistlerle savaşmamış bunun yerine Osmanlı imparatorluğu ve Özbek Hanı Şeybanîyle savaşarak Uluğ Türkistanın zayıf düşmesine Rus ve Çin emperyalizminin Uluğ Türkistanı sömürge yapmasına ortam hazırladılar.

Bugünkü Şii İran’ın atasısayılan Şah İsmail’in kurduğu Safevi Devleti, şimdiki Azerbaycan, İran, Ermenistan, Irak, Afganistan ve Türkmenistan’ı içine alan bir coğrafyaya hükmediyordu. İranınYeni ŞiiMolaları Safevilerin bir zamanlar sahip olduğu topraklara yeniden hakim olma hayali kurmaktadır. Irak, Şii İran için ne pahasına olursa olsun işgal edilmesi gereken bir ülkedir. Sonuç olarak yüzyıllardır Irak, İran’ın siyasi ve dini sebeplerle vazgeçemediği bir coğrafyadır.

Bugün İran milleti gibi yeryüzünde katıksız ikinci bir Şii millet yoktur. Büyük çapta Şiiliğin omurgasını temsil eden Persler ile Azerilerdir. Özellikle de Kuzey Azerbaycan halkının bir kısmı Sünni olmakla birlikte Güney Azerbaycan ya da İran Azerbaycan’ı kahiri ekseriyetle Şii mezhebindendir. Zaten Şiilik üzerine çalışmalarıyla tanınan Henry Gorbin de Şiiliği İran İslam’ı olarak tanımlamıştır.

İran’da Şii doktrininin daha da Farslaştırılması hakikaten yoğun hâle gelmiştir ama tuhaflık bu politikayı ortaya koyup uygulayanlar arasında en başta gelenlerin Âzerî,Türkleri olmalarıdır.

Yeni Safevîlik akımının önde gelen ismi Dr. Cevad Tabatabaî de Tebrizlidir, yani o da Âzerîdir. Modern İran’da bütün bu Arap ve Türk karşıtı düşüncenin başlatıcısı olan ve İslam Devrimi’nin ardından, 1983’te ölen Mahmud Afşar Yezdî de adından anlaşılacağı gibi Fars değildir; Afşar Boyu’ndan bir Türk’tür, üstelik bütün bu politikanın temelinde yeralan Safevî Hanedanı’nın da Farslık ile bir alâkası yoktur. Fakat Safevî Şiiliğini 16. asrın başında İran’ın resmî mezhebi yapan Şah İsmail, özbeöz Türk’tür.

İran’da şimdi Safevî milliyetçiliği üzerine inşa edilmeye başlayan yeni doktrinin mimarları ve esas alındığı söylenen düşünce aslında Türk hanedanlara ait ama uygulanan modern Şii doktrin ile politikalar İran milliyetçiliği temeline dayanıyor!
İran’ın “millî destanı” diyebileceğimiz Şehname’yi bilirsiniz, yahut işitmişsinizdir. Eser 11. asırda yaşayan ve Farsça’nın en güçlü kalemlerinden olan Ferdovsî’ye aittir ama Şehname’yi sipariş edip yazdıran da bir Türk hükümdarıdır: Gazneli Mahmud!

İran’daki bu güçlü Fars milliyetçiliği politikalarının kaynağı, 25 asır öncesine dayanan devlet geleneği ve “İranlılık” şeklindeki üst kültür, yani “Fars” kavramının hâkimiyetidir. İran, 11. asırdan 1925’e, yani Rıza Şah’ın iktidara gelmesine kadar neredeyse bin sene boyunca İranlı hanedanlar değil Selçuklular, Safevîler, Avşarlar ve Kaçarlar gibi Türk aileler tarafından idare edilmiştir ama üst kimlik hep “İranlılık” olmuştur. Farslar, yani asıl İranlılar memleketin başına ancak 1925’te, Pehlevî hanedanı ile geçebilmişler, bu hâkimiyet de sadece 49 sene devam edebilmiştir ve İran 1979’daki İslam Devrimi’nin ardından değişik milletlere mensup ama “İran üst kimliğini benimsemiş” zevat tarafından idare edilmektedir.
1970’lerde Şah’ın bir dışişleri bakanı, “Topraklarımızı işgal maksadı ile buraya binlerce senedir her çeşit millet geldi… Yunanlılar geldi, Romalılar geldi, Türkler geldi; ama hepsi kültürümüzden birşeyler alıp gitti” derken işte bu üst kimliği ve bu kimlikten beslenen İran kültürünü kastediyordu…
Ne kadar tuhaf değil mi? İran’ın Türk karşıtlığından şikâyet ediyoruz ama bu karşıtlık düşüncesini kuranların tamamı Türk!

İran topraklarında, Azerbaycan vilayeti var. Orada 35 milyondan fazla Türk yaşıyor. Onların büyük çoğunluğu Şii’dir. Bir de komşusu Azerbaycan Cumhuriyeti var. Orada da 9 milyon Türk Müslüman yaşıyor. Hem de belli bir kısmı Şii’dir. Bu Azerbaycan’ın, kadim toprakları olan Karabağ işgal altında! Bunu yapan da Ermenistan… Ve İran; dostluk ve destek tercihini, hiç tereddütsüz Müslüman olan taraftan değil, Haçlı ittifakın maşası olan Ermenistan’dan yana ve taraf belirlemektedir.

Yeni  Pers   milliyetçisi   İranın Çeçen zülmü karşısında ‘Rusya’nın içişleri’ diyerek yüz çevirmesi, Çin’in Doğu Türkistan’da yaptığı zulümleri görmemezlikten gelmesi de Onun düpedüz  bir   Fars  milliyetçisi olduğunu  İslamla bir alakasının olmadığını   gösterir..

İran’ın Şiacı yeni Pers- Fars milliyetçiliği üzerinden büyük stratejik hamleler yapması kolay değildir. Çünkü İran’ın etnik nüfus haritası bunu zorlaştırmaktadır. İran’da etnik nüfus dağılımına kabaca bir bakalım:

Farslar, % 40, Azeriler % 30, Türkmenler % 3, Kürtler % 10, Beluciler % 3, Araplar % 3, Tavalişler % 2, Larlar % 1 ve diğerleri.

Azerbaycan Türklerine karşı sistematik olarak yürütülen Farslaştırma politikasına rağmen Azeriler tamamen asimile olmamıştır. Fakat maalesef, Şiileştirilen bazı Azeriler ile Azeri gibi görünen Pers İranlılar, Türkiye’ye gönderilerek, Türk – Azeri Milliyetçiliği kılıfı altında başta gençlerimiz olmak üzere vatandaşlarımız Şiileştirilmeye çalışılmaktadır.

İranın Yeni Safevilik hayallerine dur demesek İranTürkleri tamamen Farslaşacaktır.Unutmayın!

Safevilerin.Türk   hanedanı olması  şakır,şakır Türkçe konuşması  elbette güzel ama Safevilerin tarihte egemen olduğu topraklarda  bugün   Farslık egemendir. Unutmayın!

Yücel Tanay
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
İstifçi
Sonraki
Şiilik Karma Bir İnançtır

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.