Size,Türk futbolunun kariyerleri başarılarla dolu iki futbol teknik direktöriyle ilgili anımı anlatmak istiyorum.
*****
Aradan uzun yıllar geçtiği için,hangi aydı,hangi gündü hatırlamıyorum.Tek hatırladığım çalışmış olduğum kurumdan senelik iznimi alıp memleketim olan Eskişehire gitmeye karar vermem oldu.Ozamanlar online işlemler olmadığından,tren biletimi pendik tren istasyonuna gelerek aldım.Trenin kalkmasına daha var.Bu yüzden,istasyonun bir ucundan diğer ucunu adımlayarak vakit geçirmeye çalışıyorum.Pendik- Eskişehir arası ozamanlar beş saat kadar sürüyor.Eh bende çok çabuk sıkılan biri olduğumdan,tren yolculuğunda vakit geçiremeyeceğimden korkmaya başladım.Hatta gitmekten vaz geçip bileti iade etmeyi bile düşünüp gişeye geldim.Sıraya girdim.Önümde üç kişi var.
Bir kaç dakika çevreme bakarak tanıdık birilerini aradım.Eğer tanıdık,yolculuk süresince muhabbet edebileceğim birini görürsem bileti iptal etmekten vaz geçecektim.Ben bu düşünce içindeyken bir elin sağ omuzuma dokunduğunu farkettim.Gözlerim fal taşı gibi açıldı.Olduğum yerde dönerek,omuzuma dokunan kişiye baktım.
Heyhat! Karşımda duran çocukluk arkadaşım burhan.Hiç vakit kaybetmeden soruyu suratına yapıştırdım.
“Sen nereye gidiyorsun?”
Oda bana;
“O soruyu ben sana sormam gerekiyor değil mi? Bensiz bensiz mi gidiyorsun?”
Haklıydı.Sitem edercesine soruma soruyla cevap verince,suçluluk duygusu yaşayan bir çocuk gibi kendi içime gömüldüm.Utandım.Haklıydı çünkü.Halbuki bir hafta önce ikimiz birlikte gitmeye karar vermiştik.Lakin babası ölünce benimle gelmez diye düşündüğümden giderken ona haber vermedim.Hata etmişim.Ne olursa olsun,yinede ona söylemem gerekiyordu.Tam ondan özür dileyeceğim sırada eliyle ağzımı kapatıp;
“Biz arkadaşız.Aramızda bunun hiç önemi yok.Senin yolda sıkılacağını bildiğim için hemen arkandan geldim.”
“Peki bu trenle gideceğimi nereden biliyordun?”
“Size gelip annene seni sordum.Oda yarım saat önce çıktığını söyleyince koşarak buraya geldim.”
Ben bileti iptal etmekten vazgeçtim.Oda biletini aldı.İlk önce perona,daha sonrada trene bindik.Vakit gelincede tren hareket etti.Bir saatlik yolculuktan sonra izmit istasyonuna geldik.Buraya gelene kadar vaktin nasıl geçtiğini anlamadım.Burhan la ne çok konuşacaklarımız varmış.İki günlük görüşmememizin ardından bayaa gündem biriktirmişik.Peki gündemimiz ne? Tabiki futbol.
Tren istasyondan yavaş yavaş uzaklaşırken,bizim yaşlarda iki gençin bize doğru geldiğini fark ettik.Yanımıza gelince durup,geçmek için bizden müsaade istediler.Trenin koridorları iki kişinin yan yana durmasına müsade etmiyor.Bizde geçmeleri için yol verdik. Fakat geçmeden durup trenin diğer camını açtılar.Nedense bu iki genç bize tanıdık geldi.Bunuda kendi aramızda konuştuk burhanla.Neşeliler.Güzel bir şeyle karşılaşmışlar gibi yerlerinde duramıyorlar.Biz onlara pür dikkat kesilmişken,onlarda bu durumumuzun farkında.Hangisi olduğunu hatırlamıyorum”
“Abi hayırdır? Birilerinemi benzettiniz?”
Burhan daha fazla dayanamadı ve bana cevap verme fırsatı vermedi.
“Hayırdır arkadaşlar.Birilerine benzetiyoruz ama çıkartamadık.Maşaallah çok neşelisiniz.”
Bir birlerinin yüzüne bakarak gülümsediler.
“Doğru söylüyorsun abi.Bu gün bizim için dönüm noktası.Önemli bir gün.”
Bir anda beynimde şimşekler çaktı.Ben tanımıştım onları.Tam siz diyecek oldumki,diğeri araya girdi.
“Abi tanıdı herhade.”
Diyerek arkadaşını dirseği ile dürttü.
“Sizinle sevincemizi paylaşmamızı istermisiniz?”
“İsteriz”diyerek cevap verdim.
Bu kez anlatmaya diğer arkadaşı başladı.
“Abi biz sakaryalıyız.Sakarya sporda oynuyorduk.”
“Oynuyorduk dedin!Yoksa futbolumu bıraktınız?”
“Yok be abi,futbolu bırakmış değiliz.Abi bizi tanıdıda sen bizi tanımadın.”
“Vallahi tanımadım.Eee devam et.”
“Biz fenerbahçeye transfer olduk.Bu günde imza attık.Bu yüzden sevinçliyiz.”
Yeni tanıştığımız bu gençlerin fenerbahçeye transfer olduğunu duyan burhanın gözleri patladı sanki.Fanatik bir taraftar burhan.”Damarımı kesseler sarı lacivert akar.”diyen biri.
“Demek fenere transfer oldunuz.Vallahi billahi çok sevindim.”diyerek,tek tek ikisi ile sarıldı burhan.Daha sonra bende sarıldım.Sevinçlerine ortak olduk.
“Artık bizim maçlarımıza gelirsiniz herhalde.”
“Tabiki geliriz.Neden gelmeyelim.”dedim.
Burhan ise;
“Sizin isimleriniz neydi.İsimlerinizi bağışlasanız?”
Biraz, yaşça büyük olanı;
“Benim adım Oğuz çetin.Arkadaşımınki de Aykut kocaman.Ya sizlerin ismi ne?”
Tren arifiye istasyonuna gelmek üzere.Tanıştığımız arkadaşlarımız trenden inmek indi.Aradan geçen otuzüç yıl onlarla tanıştığım o günü hiç unutmadım.O mütavazi,efendi gençlerin bir gün çok başarılı olacaklarını tahmin etmiş gibi,onlar trenden inerken arkalarından;
“Size güveniyorum.Çok başarılı olacağınızdan da eminim.Allah yolunuzu açık etsin.”demiştim.Onlarda başarılı oldular.