Zaman geçiyor ve bizi nerelere sürüklüyor!
Belirsizlik…
Bazen bir ses, bazen bir dokunuş, bazen bir duygu çok tanıdık geliyor ama ilk günkü hisleri vermiyor…
Peki nasıl kaybetmeyeceğiz o duyguları, nasıl sahip çıkacağız?
Tamamen belirsizlik, koca bir boşluk.
Artık Seni Seviyorum! Cümlesi bile 3 dakikalık ömre sahip, artık hisleriyle hareket edenlerin sayısı çok ama çok azalmış durumda… insanlar hazları ile anlık duygularla hareket ediyorlar. bir anlık heves için her şeylerini feda ediyorlar ve bunu bile isteye verdikleri sözleri umurunda olmadan hatta karşısındakini umursamadan yapıyorlar. bir insanı umursamamak nasıl bişey anlayamıyorum hele ki değer verdiğin hayatını paylaştığın canımın bir parçası dediğin bir insanı umursamamak, yok saymak hatta üzerine çıkıp tepinmek hatta bir hayatı yok saymak nasıl bir şey? utanmadan bir de aşk gibi güzel bir duygunun arkasına saklanıyorlar…aşk her şeyi affeder gibi bir bahanelerin arkasına sığınıyorlar… hele o pişkinlik, hele o terbiyesizlik beni çileden çıkarıyor. kimsin ki sen bir insanın hayalleriyle oynuyor, canını yakma hakkını kendinde buluyorsun… bu kadar kolay mı bir hayatla oynamak, bir insanı yok saymak…
bir kadın olarak artık kendi hemcinslerimden korkuyorum daha çok hatta nefret ediyorum. öyle bir hale gelmişler ki; evliymiş, çocuğu varmış, bir yuvası varmış umurlarında değil. hatta ve hatta kendi evlilikleri, kendi çocukları dahi umurlarında değil. o kadar yüzsüzler ki bide biz aşık olduk deyip sıyrılabileceklerini düşünüyorlar…
insan olun biraz hayat kafanızda ki şeyden ibaret değil. insanların canını yakmayın. insanlık parayla da değil.