Ağlamak istiyorum için için. Gerçekler bütün acıları ile yüzüme çarptı. İçimde bir boşluk var. O ilk heyecan uçtu gitti sanki. Bir yandan huzur bir yandan hüzün. İkisi arasında sıkıştım kaldım. Sanki biri elini kalbime koymuş avuçları arasında sıkıyor gibi ama aynı zamanda sanki kalbime bahar gelmiş gibi. Öyle bir his işte. Neden diye soruyorum kendime, neden? Hiç tanımadığı birine nasıl bağlanır insan? Oysa ne kadar güzel başlamıştı. Seninle tanıştım muradıma ermem gerek oysaki,mutluluktan havaya uçmam gerek fakat neden hiçbir şey hissetmiyorum? Mesela yine aynı parkta tanıştık seninle aslında tanışma bile sayılmaz yine o tatlı köpusun yanıma geldi arkadaşımla otururken. Buna sevinmiştim ilk başta fakat sen her şeyin farkında gibiydin. Sanki her şeyi anlamış gibiydin senin hakkında yazı yazdığımı, hislerimi… Beni umutlandırmamak için sanki yüzüme bakmıyordun. Ya da ilgini çekmedim. Tohum içten içe solmaya başlamıști fakat hala bir umut yaşamaya devam etti o dikikalarda. Sonra arkadaşımla sohbete daldınız çünkü onun eğitim gördüğü okul senin mezun olduğun okulmuş, arada bende katılıyordum fakat yine yüzüme bakmadın oysa arkadaşımla konuşurken göz teması kurdun ikinci darbe buydu işte tohum dahada sarardı soldu. O an kalbim atmadı zaten anlamıştım bu macera burada bitti fakat üçüncü bir darbe daha geldi eksik kalır mı, asla. Başka bir şey öğrendim ismini bile öğrenmeden bu beni asıl şaşırtan şeydi. Gerçi diğerlerini gözlemleyince bu da üzmedi açıkçası ilk iki darbe yetti tohumun ölmesine. Her şey o köpusun yüzünden onunla başladı onunla bitti işte. Bu ne biçim son böyle.
Gerçek Son
Subscribe
Giriş Yap
Yorum yapmak için giriş yapmalısın
0 Yorum