Sadece uyumak istiyorum, sadece uyumak. Onun yüzüne bakabilmek, onunla konuşabilmek ve eskisi gibi olmak sadece rüyalarımda mümkün oluyor çünkü. Garip duygular, eski anılar ve kalp kırıklıkları birbirimizle karşılaştığımızda akla gelenler. Onu öyle görmek, olmayan kalbimi daha da acıtıyor. Her şey geçti dediğinizde, unutmaya başlamışken tam, bir sözü, bir bakışı kafanızı karıştırmak ve canınızı acıtmak için yetiyor. Bazen aynı olayları yeniden yaşıyormuşsunuz gibi geliyor. Duygularınız karışıyor. İlk heyecan başlıyor tekrardan, aslında o hiç bitmeyen ama hevesi kırılmış zorla içinizden atılmış o heyecan. Beklenmedik bir anda bir kelimesi tekrar sebep oluyor buna. Ama olmaması gerekiyor, hayır. Tanrım! Ne oluyor bana, kalbini söküp aldığım insana olan duygularım mı yeşeriyor? Bu ne saçmalık, bu ne aşağılık. Neden nefret duygusunu, sevgiyle beraber hissetmek zorundayım? Neden böyle bir şeye bulaştım, bunu neden yaptım? Tanrım yardım et, al beni yanına uzaklaşayım ondan! Sanki bütün dünya biliyor ne yaptığımı, insanlar neden soğuk davranıyorlar? Ne yapmış olabilirim ki onlara? Duygularımdan emin olmamak mıydı tüm sorun, ne kadar katı bir kalbimin olması mı yoksa? Benim elimde mi ki bunlar. Ben mi istedim böyle yaratılmasını? Gurur meselesi değil bu, gururlu demişsin. Unutmak istediğimden aklıma getirmiyorum ama benim yüzümden acı çektin öyle ya da böyle. Geleceği düşünmeye başlayıp, yine kendini üzdüğünü başkaları tarafından öğrenmek, yaptıklarımı, neyi yanlış anlayacağını düşünmek bunlar gerçekten yordu beni. Ne ben açıkça her şeyi söyleyebildim, ne de sen… Sadece garip bir ilişkiydi bizimkisi çok garip bir şekilde de bitti. Garip bir şekilde yine konuşuyoruz sanki hiçbir birbirimizi tanımamış, üzmemiş ya da kalbini kırmamış gibi. Ona sinirli olsam da, ona bağıramıyor, içimi hiçbir şekilde dökemiyor ve bir şey söyleyemiyorum. Gerçi ne zaman ve kime içimi açtım ki! Dıştan ne kadar sosyal ve enerjik gözüksem de hayatım mükemmel gidiyormuşçasına gülüp, eğlensem de içimin yapayalnız ve hiç durmadan sigara içen bir taş kalpli olduğumu kim düşünebilir ki? O nereden bilebilir ki, nasıl anlayabilir ki? Ya da bu durgun ve düşünceli halleri ne olduğunu anlamaya çalıştığından. Ya da artık her şeyden vazgeçmiş ve yas tutuyor kim bilir? Herkes her şeyden bir haber zaten, kim neyi bilebilir ki?
Sağlığımız için karşılaşmamaya…
27.09.1777