Şu sıralar insanları anlayabilmek için biraz fazla çaba sarfediyorum. Aslında her zaman insanlar hakkında çok düşünmüşümdür. Dahil olduğum olaylar içinde çok fazla empati kurmuşumdur. Biri herkesin kabul etmeyeceği bir şekilde davranmışsa onun nedenini sorgulamışımdır hep. Neden öyle söyledi, neden öyle yaptı neden gitti neden neden neden… Ama bu öyle bir şey değil. Uzun zamandır beni etkileyen farklı şeyler oluyor etrafımda. İnsanları inceliyorum. Birbirinden farklı hayatlar yaşayan insanları. Kimi zengin kimi fakir, kimi iyi kimi kötü, kimi evli kimi bekar… Bu farklılıklar mı insanları böyle olmaya itiyor bilmiyorum ama farkına vardığım bir şey var ki insanlar değişiyor. Günlük olaylarda çocukken izlediğim filmler, dinlediğim hikayeler geliyor aklıma. O zamanlarda anlatılanlar da yaşanılanlar kadar güzelmiş diyorum. Dostluklar, arkadaşlıklar, komşuluklar insanların birbirine verdiği değer imrenilecek derecede güzel. Peki ya şimdi yaşadığımız dönem? Bu dönemde insanları bu derece nefrete boğan ne? Herkeste görünen bir nefret, bir öfke bir mutsuzluk. İnsanların birbirine olan bu öfkesinin sebebi ne diye düşünüyorum. herkes neden zorbalıkta birbiriyle yarışıyor? Herkesteki üstün olma merakı nereden ortaya çıkıyor? Bunları anlayabilmek için biraz fazla çaba sarfediyorum.
İçinde bulunduğum, yaşadığım dönemden memnun olduğumu söyleyemem. Bunu söyleyebilecek insan sayısı da sınırlıdır diye düşünüyorum. Beni bu mutsuzluğa iten şey insanlardaki bu acımasızlık bu kabalık bu kötülük. Yaşamak istediğim bu değil. Bunun için ihtiyacımız olan tek şey değişimi değiştirmek!
Biz bu değişen dünyada değişmeden kalalım, farklılaşmayalım. Bize sunulan şartlar ne olursa olsun biz biziz ve yaşadığımız dünya bizim. Birbirimize bu dünyayı dar etmeyelim. Herkes bunun bilincinde olursa şayet işte o zaman değişim değişir…
Kötü olmak bir şeylere hep ters olmak kimsenin iyiliğine dokunacak bir şey olmaz. biz bize ters düşen şeylere bile düz olarak bakar ve öyle devam ettirebilirsek eğer bu bizim için iyi olacaktır. Herkesin birbirine vereceği zararı değilde oturmak istediği pembe panjurlu evi hayal ettiği günlere geri dönmek dileğiyle…