Hayal kırıklığı mı?
Kaç kez yaşadınız bunu? 1, 2, 3, 5, 7, 10… Bilmiyorsunuz değil mi 🙂 İlk önce şundan başlayalım:
Hayal kırıklığı mı, o da ne? soruyorum size. Hayal kırıklığı, hayallerin kırılması. Kaç hayaliniz kırıldı, kaç tanesi yok oldu ve bir anda hayal olmaktan çıktı? veya veya kaç kişi hayallerinizi kırdı. Kaç kişi size mükemmel bir hayal sunup sonra onu tekmeleyerek kaçtı? Sanırım siz de bilmiyorsunuz. Ben şuna eminim, çoğu insanın ‘hayal değil, gelecek planı’ dediği şeyler yok oldu. Ortada ne plan kaldı ne de gelecek, sadece bir avuç paramparça hayal. İnsanlar bilemiyor ama bazen, karşıdakinin duygularını bilemiyor. ‘O ne düşünür, o ne der, o buna üzülür mü, onun haberi olur mu’ demiyor da ‘bu beni mutlu eder mi, bu egomu tatmin eder mi, bu sevgi bana yeter mi’ diyor. İnsan, sadece kendisini düşünüyor. Tabii genelleme yapıyorum, ‘herkes öyle değil ki Su’ dersiniz belki ama dostlar şunu biliyoruz; kurunun yanında yaş da yanıyor. Ne kadar iyi insanlar da olsa bunlar kaç kişi? belki bin belki de yüz bin ne fark eder. Bunca insanın arasında onlara kaç kişi rastladı bilemeyiz. Durun konumuza dönelim, Hayal kırıklığı. Biliyor musunuz şu saatte kalkarım şu saatte yemeğimi yer ve şu saatte ilacımı alıp işlerimi halletmeye çıkarım diyebilirim. Size kaçta yatacağımdan bu yazının saat kaçta biteceğine kadar her şeyimi söyleyebilirim fakat size ‘şu seni seviyor, seneye yanına geleceğim, hey seni asla bırakmayacağım, hayatımın anlamısın, tek dayanağımsın, sana söz veriyorum ki senin her zaman yanında olacağım, kalbim senin için atıyor, ileride seninle olacağım, bana zaman ver sonra geri geleceğim’ diyemem, eğer dersem ben sadece umut seyyarı olurum; yalancı bir umut seyyarı. Son kez soruyorum:
Hayal kırıklığı mı?
o da ne, yoksa uykularımızı kaçıran karabasanın yanımıza geliş sebebi mi? Hey, sanırım öyle.