Dumanla pekiştirilmiş geceler ve sabah ezanı hıçkırıkları
Adımlarımda gene günün ilk seferine yetişme telaşı
Bi ahbapla karşılaşıyorum bir iki fasıldan sonra öğreniyorum ki
Haber alamadığından merak ediyormuşsun beni etme
Eskisi kadar sık takılmıyorum Arap’ın meyhanesine
Yanlış anlaşılmasın dön diye demiyorum.
Yeni bi mesken edindim birası daha ucuz
Mezesi daha taze Arap’ınkinden
Senden sonraki günlerin çetelesini tutuyormuşsun tutma
Pek de bir şey değişmedi esasında
Hala kalkamıyorum kahvaltıya, uyanamıyorum alarma
Ve hala nefret ediyorum guguk kuşlarından
En büyük korkunu da biliyorum korkma
Senden sonra kimse soluk soluğa kalmadı yanımda
Kimseyle yorgan çekiştirme kavgası yapmadım da
Hem zaten şehveti tetikleyen aşkmış anladım
Bi yosma koluma girmişken Beyoğlu’nda
Anladım ki huzur, bi başın bi omza konması kimi zaman
Aklıma geldi gene o günler ve ben –dili geçmiş zamanlara hapsolmak istedim
Devam etti ahbap benden sonra gelen giden var mı diyormuşsun söyleyeyim
Sen gittin ve senden sonra ilhamdan başka hiçbir şey gelmedi
O da öyle öyle anlatıldığı gibi peri falan değil
Aynadaki mendeburdan halliceydi
Bir de kaldırımlara vurmak geldi içimden kendimi
Duvarlara sormalıydı niye gittiğini
Boş bir parkta boş bir banka ilişti gözüm
Ve şimdi boş bir parkın boş bir bankına
En az o park ve bank kadar boş bir adam oturacaktı…
Yanımdaymışsın gibi hayal kuracaktım
Ve aramızdaki bunca farka toplumun tepkisini düşünüp yakacaktık sigaramızı
Manzaramız katliamlara karşı
Allah’a emanet dedi çekip giderken ahbap
Dedim ki Allah emanet kabul etmez
Bir tövbe-i istiğfar çekip ekledi
Belli ki sıkıntılısın, yükün ağır
Allah sabır versin
Allah ha dedim Allah!
Allah’ın işi gücü yok seni beni mi düşünecek?!
Hele de beni
Süreyya’yla, Nazımla, Orhan Veliyle aşık atamayan
Bir şair müsveddesini…