Kandırmak?
İnsan doğası gereği karşındaki kişiye güvenmek ister inanmak ister bu yüzden inanır, güvenir ve gün gelir öyle biriyle tanışırsın ki inancını yerinden sarsar, güvenin kırılır. Bi insana bir daha nasıl güvenilir nasıl inanılır? Gelenin kırıp, kandırandan ne farkı olabilir ki.. Muhtemelen içinde bu sorularla boğuşuyorsundur. Ben,sen,o ; kırılanlardan, kandırılanlardan mıyız? Bu yazıyı yazdığıma göre ve sen de okuduğuna göre cevabın evettir. Ben de senin gibi, onun gibi çok güvendiğim inandığım insan tarafından büyük kandırıldım. Peki ya ben hislerimin ziyan oluşuna mı? harcadığım zamana mı? verdiğim emeğe mi ? üzüleyim.. Hayır üzülmek yok çünkü ben inanıyorsam inandığım kadar insanım üzülmesi gereken biri varsa kandıran kişi olmamalı mı? Muhtemelen egosunu tatmin etmek isteyen, bencil biri. Kocaman kalbinize, sonsuz sevginize talip olur sonrasında doyar, kalkar ve tekmeler böyle de nankördür işte.. Çünkü böylesini görmüştür böyle öğrenmiştir . Üzülesi, acınası bir durum değil mi? Bu sebeptendir ki ağlamak yok, üzülmek yok.. Hayat kısa, uçmak gerek.. Sizi üzen kıran insanlar tek bir göz yaşınıza değmez siz üzülüp ağlarken muhtemelen o ilgi duyabileceği başka alanlardadır. Peki mutlu olması, hayata kaldığı yerden devam etmesi gereken, hak eden siz misiniz yoksa kandıran mı? Sorunun cevabı çok basit ben, sen, o…