Merhaba:) Herkesin dilinden düşmeyen şu aşk hakkında düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Şuana kadar aşk üzerine çok şey yazıldı, düşünüldü, hissedildi. Aşka büyük anlamlar yüklendi, kavuşamayanlara üzülündü; kavuşanlara imrenildi. Leyla’sı ayrı Ferhat’ı Arzu’su ayrı olan aşk.. Peki aşk gerçekten sandığımız kadar kutsal bir şey mi? Diğer tüm duygular gözümüzde piyon iken aşkı şah ilan ettik. Ama neden? Cidden sıradan olan bu duyguyu neden sıradanlaştı diyerek üzülüyoruz? Şimdi herkes en az bir kere şu soruya maruz kalmıştır: Aşka inaıyor musun? Aşk bir inanç mı, insanların inanıp inanmamasına bağlı olarak değişiyor mu? Yani demek istediğim, ben inanıyorum diye aşık olacak veya inanmıyorum diye aşık olmayacak mıyım? Bana göre aşkın bir önemi yok. Süreç tamamen diğer duygular gibi beyinde gelişiyor. Karşıdakine aşıksın sanıyorsun ama bilinçaltın hiç de öyle demiyor.
Her nedense duyguların bilimsel açıklaması olduğu gerçeği onları gözümde değersizleştiriyor. Hani yaşarken kelimelerle anlatamıyorsun ya hah işte başkaları anlatabiliyor senin yerine:) Ricky and morty dizisinde aşk için; “İnsanların aşk dediği hayvanların çiftleşmeye zorlayan kimyasal bir reaksiyondur. Sert başlar Morty, yavaşça kaybolur, seni başarısız bir evliliğe mahkum eder. Döngüyü boz, Morty. Kendini göster. Bilime odaklan.” repliği söyleyeceklerimi özetleyecek biçimdedir. Kendinizi bu kadar yıpratmanın anlamı yok. Biraz sakinleşmeniz ve kendinizi merkeza almanız gerekiyor. Aşk da her şey gibi geçer. Geriye tahammül ve alışkanlık kalır. Tek yapmamız gereken o an o mutluluğu yaşayıp sürece bağlı olarak değişebileceğini iki tarafında kabullenmesi.