Fransız tarihçi ve düşünür Marcel Gauchet 11 Aralık 2019 tarihli yazısında Fransa’da Macron yönetimine karşı duyulan toplumsal öfkenin git gide yaygınlaşmasını irdeliyor. Öfkeyi muhalefetin ve yöneticilerin beceriksizliğine ve “ortak bir proje” oluşturulmamasına bağlıyor. Fransa’nın şu an ki durumunu “okunamazlık” olarak belirliyor ve bunu dehşet v endişe doğuran bir denkleme indirgiyor:
“ [Karmaşa + dehşet +endişe = Öfke + güçsüzlük + boyun eğme]. Karmaşa, çünkü mevcut ideolojilerle çözümlenmesi olanaksız sorunlarla karşı karşıyayız. Kimse hangi azize döneceğini bilemiyor. Artık siyasal bir vizyon yok. Büyük ideolojilerin öldüğü bir çağdayız. Macron’un zaten ideolojik bir dayanağı yok. Onun esin kaynağı liberalizm, ama sadece o kadar. Bir şirketin başıymış gibi davranıyor. Macron’un bizzat kendisi Elysée Sarayı’na bir soyguncu gibi kapıyı kırarak girdiğini söylemedi mi ? Ancak, bu onun şu an vazgeçilmez olmasını ortadan kaldırmıyor. Ondan hoşlanmayan çok insan var, ama şu an onun yerini dolduracak kimse yok. Sağ ve sol beceriksiz. Zaten Makronizm sol ve sağın başarısızlığı sonucunda iktidara geldi ve o da başarısız oldu. İlginç olan şu ki Macron’un başarısızlığından hiçbir siyasal parti bir avantaj sağlayamadı. Ortaya halkın güvenebileceği bir başka rakip aday çıkartamadılar.” (L’OBS sayı 2874, 11 Aralık 2019, s: 36-40)
Zira sistem ya da Fransa derin devleti buna izin vermedi. Çıka çıka bir başka faşist aday Marine Le Pen çıktı. Ancak, Macron’un suratında patlayan bu şamar Gauchet’nin haklı olduğunu ve dipten büyük bir öfke dalgasının yükselmekte olduğunun ilk işaretini verdi. Bu şamar Fransız halkının ve gençliğin elitlere, ultra-kapitalistlere ve oligarklara karşı gösterdiği tepkinin dışa vurmasıdır.
Çünkü onlar sol partileri, sosyal demokratları yok ettiler. Basın ve medyayı ele geçirdiler. Özgürlükleri ve insan haklarını yok ettiler. Sarı Yeleklilerin ve sendikaların barışçıl protesto yürüyüşlerini kadın, kız, çoluk, çocuk demeden biber gazı, plastik mermi ve polis şiddetiyle acımasızca bastırdılar. Haklarını arayan insanları terörist, yağmacı ve antisemit olmakla suçladılar. Onlarca kişi öldü, onlarca kişi plastik mermilerle tek gözünü kaybetti, elleri ve bilekleri kopanlar oldu. Yüzlerce kişi yaralandı ve ağır psikolojik travmalar geçirdi. İntihar edenler oldu. Sıradan insanlara vahşice saldırdılar, fakat teröristleri hoş gördüler. Salgını bahane ederek insanları evlere hapsettiler, halkı ve gençliği ezdiler. Fransız devrimine ihanet ettiler ve laikliği mahvettiler. Fransızları saray kaçkını megaloman Macron ve hasta ruhlu Marine Le Pen gibi iki faşist ve halk düşmanı siyasetçiye mahkum ettiler. Yani, halkı sıtma ile kolera arasında tercih yapmaya zorladılar. Tüm bunların, cinayetlerin hesabını verecek ve bedelini ödeyecekler. Bu daha başlangıç. Fransızlar aptal değildir.