Saçlarım bu boyda iyiydi. Hiçbir şeyi dozunda yapamıyorum. Saçlarımı uzatmaktan korkuyorum. Korkuyordum. Korktuğum ne varsa hepsini, birden yapıverdim. Yapıvermek… El alem çok hain! Burada bahsettiğim “el alem” ruhum olabilir. İnsanın içi el alemden daha hayvan, daha vahşi olabiliyor. Daha kötü, daha acımasız. El alem. El alem. El alem… Bazen, belki sıkça tekrarlıyorum. Ruhuma yapışan, belki yapıştı sandığım ama kazıdığım… Kendi ellerimle kazıdığım el alem! Hey! Hepinizin ağzına tükürsem, tükürüğüme yazık olacak gibi. Belimde olan saçları keseli 9 yıl oldu. Heyhat. Size o an ki öfkemi anlatamam. Saçımı kestiğimde kalbimi hiçe sayan her şeyle bağım kopacak gibi hissettim. Babam geri dönecek sandım. Buse değişecek sandım. Bir daha hiç üzülmem sandım. Dünyayı çocuklar yönetsin çünkü gördüğünüz gibi çocukların bir boktan haberi yok. Saç kesmekle bağdaştırdığım şeylere bak. Aramıza hoş gelmek için mücadele ediyorum. Bugün günlerden Pazar, saat 15:21. Ben 22 yaşındayım. Aylardan Mayıs. Yıl 2021. Saçlarım artık omzumda. Anne saçımı örsene. Anne yine öyle güzel baksana. Anne sıkı ör. Kancalı tokam nerde bilmiyorum. Anne, çok alakasız yerlerde seni sevdiğimden bahsetmek ya da sadece “Anne” diye seslenmek felaket hoşuma gidiyor. Ben Buse. Severken çok, ağlarken çok, gülerken çok, yürürken çok, yerken çok, yaşarken çok, ölürken çok, keserken çok, uzatırken çok, nefret ederken çok, unuturken çok, hatırlarken çok, giderken çok. Ölçüsüzlük kötü. Benim ölçüm yok. Memnun oldum.
Kancalı Toka
Subscribe
Giriş Yap
Yorum yapmak için giriş yapmalısın
0 Yorum