Evet arkadaşlar, bu konu buraya katılan yeni bir üye için fazla karamsar olduğunu farkındayım. Fakat hayatımızın çoğu dönemlerinde sık sık karşımıza çıkan, beynimizi yiyip bitiren bu konudan bahsetmek istedim.
Pişmanlık nedir?
Çoğumuz hayatımızı derinden etkileyen bu duyguya çok da yabancı değiliz. “Ben yaptıklarımdan pişman olmam!”, “yaptıklarımdan pişman değilim, aklım hala yapamadıklarımda…” gibi klişe cümleleri kuran biri değilim. Ve açıkçası bu cümleleri kuran kişilerde bana pek samimi gelmez. Türk Dil Kurumu’na göre; pişmanlık, Farsça’da paşiman ve paşman sözcüklerinden alıntı olarak tanımlanıyor. Fakat bana göre bu kelime bunlardan çok daha fazlasını ifade ediyor.
Peki pişmanlıklarımızdan daha fazla pişmanlık çıkarılabilir mi?
Tabiki şu an bu çok karışık gelebilir. Fakat biraz daha konuyu açmak gerekirse pişman olduğunuz bir konuyu fazla irdelediğinizde altından daha önce yaptığınız yanlışlardan doğan ufak tefek pişmanlıklar çıkar. Biz bunları farketmeyiz ve belki de çoğu yanlışlardan doğan pişmanlıkları kaaleye bile almayız. Bu duruma bir tür domino etkisi diyebiliriz.
Pişman olduğumuzu nasıl anlayamayız?
Evet, yanlış okumadınız pişman olduğumuzu nasıl anlayabileceğimize çok hakim olabiliriz. Fakat anlayamama durumu daha olası… Aslında yapılan yanlışlardan çıkarılan derslere dönüp baktığımızda “ben pişmanlık duymuyorum” diye söylediğimiz her şeyden içten içe pişmanlık duyduğumuz gerçeği var. Çünkü yapılan hataları düzeltmek amacıyla hayatımıza farklı bir anlam yüklediğimiz zamanlar aslında pişman olup başka bir şeye yöneldiğimiz gerçeği ortaya çıkıyor.
Ve bence hayatınızda yapılması gerekenler listesine pişmanlık duymayı da eklememiz gerek. Bu sayede hayatımıza farklı bir enerji ve belki de doğru bir renk getirebiliriz. Sonuçta hepimiz insanız ve bazı hatalarımızın hayatımızı nasıl etkilediğini farkedip hissetmemiz gereken duyguyu hissetmemiz ve daha sonra hayatımıza olumlu anlamda yön vermemiz ruh sağlığımız açısından çok büyük önem taşıyor.
Umarım hayatımızda bir kere de olsa bu duyguyu hisseder, bu duygunun hayatımıza yalnızca zararını değil katkısı olabileceğini de farkederiz.