Bir çare bulmalı bulmanın ötesinde korkunç kelimeleri sermeli yerlere
Aynı göğün ezgisi altında titremeli
Kopup gelsin alacakaranlık tan bir nefes bir el bir yanık ses belki
Soluyan bir karıncayı uçan kuşa mesken
Yüreği atan her kuşa gökyüzünde ağıt
Sevmeyi biliyorum dediysem ve ne kadar seviyorsam
Sarılmış bir kuşa uçan karınca kadardır o kadardır işte
Kuruyup giden bir demet çiçeğe ağlarım ki anam babam diyorum size bir çiçek olamadım
Şu kanapeye uzanır şu yatakta nefessiz kapılıp gitmişim aldırma ben ne zaman vardım ki yok olmamdan korkuyorsun
Ben yalnızca ürkerek yürüyorum ürkerek bakıyorum suratınıza hayatın kahpeliği bırakmıyor ki susayım
Kalmadıki bi Nilgün Marmara son yudum rakı dan sonra küfredelim umarsızca yerküre ye defterler dolduralım kelimelere sığmayalım bakar bakar ağlarım ki tozlu defterlerden başka ne kaldı
Ne kaldı elimde avucumda Oktay Rıfat ın depresif şiirlerinden başka
Sizde gittiniz ve kalıp öldürüyorsunuz…
Ama sen…
Sen güzelsin
Son şiirim sensin ben kalamadım ama senindir bütün mavilikler senindir şu tozlu defterlerim
En vurucu en dehşet cümlelerin altını çizdim aldırma sonunda yine sana bir demet çiçek bıraktım
Neden yaptım bunu çünkü özlemsin çünkü sen anlarsın
Masadan kalkmadan doymuş gibi okunmalı çatlarcasına hiç mi hiç ağlamadan.