Nil bir gün parkta oynuyordu. Derken yanına daha önce hiç görmediği ve bu dünyadan değilmiş gibi görünen bir kız yaklaştı. Parktaki tüm insanların dikkati bu iki kız çocuğuna odaklanmıştı. Büyükler farklılığı sadece hissedebiliyorlardı, oysa anlamamışlardı bu parlak giysiler içindeki kız çocuğunun çocukların yönettiği bir dünyadan geldiğini. Ancak Nil bunu biliyordu, Huban’ın başka bir dünyadan geldiğini. O dünyanın başkanı olduğunu da biliyordu Nil. Daha tek kelime konuşmadan anlamıştı. Huban’ın elinde oyuncak gibi tuttuğu kedisi de aslında onun sağ kolu, koruması Sermin’di. Bu dünyada göze batmamak için oyuncağı ile oynayan bir çocuk gibi görünmeye karar vermişlerdi gelirken. Huban Nil’e yaklaştı. Tüm bu bildiklerini teyit etti ve Dünya’ya asıl gelişleri için konuşmaları gerektiğini söyledi.
Nil “gel huban kum havuzuna gidelim” dedi ve arkasından fısıldayarak orada annemler şüphelenmez diye ekledi.
Kum havuzunda oynarlarken Huban anlatmaya başladı. Nil ben aslında seni götürmeye geldim. Sizin dünyanıza büyükler iyi bakmıyor. Bu nedenle sen daha annenin yaşına gelmeden yaşanılmayacak bir yer haline gelecek. Ben bir süredir dünyanızdayım ve ben daha anlatmadan beni anlayan tek çocuk sen oldun. O nedenle seni seçtim ve seni benim gezegenim Buhan’a götürmeliyim.
Peki Huban ben buradan ayrılınca gezegenime ne olacak. Sen sadece beni kurtarmış olacaksın beni götürerek. Burada kalan arkadaşlarıma ne olacak.
Asıl seni bunun için götürüyorum. Senin gezegenine benzer durumda birçok gezegen var. Hepsinden bir temsilci toplayacağız. Evren genelinde kanunlar çıkartacağız. Ve büyüklerin bizim geleceğimizi mahvetmelerini engelleyeceğiz.
Peki annemleri ne yapacağız? Gidişim çok şüpheli görünecek.
Merak etme ben onu da düşündüm. Sermin senin yerine geçecek.
Huban Nil’i alıp Buhan’a götürür. Ve dediklerini yapıp evreni kurtarırlar.