Karşılaştığımızda birbirimize ilk ne deriz?
“Selam, Nasılsın?”
Özellikle Türk toplumunda hem kendi hem de karşımızdaki kişinin nasıl olduğu ve ne hissettiği önemlidir. Öyle olmasa ilk bu soru ile başlamazdık diye düşünüyorum ne dersiniz?
Hadi gelin iş hayatında da nasılsın sorusu sorulduğunda “daha iyiyim” cevabı verebilmek adına nelere dikkat etmeliyiz bir göz atalım;
1. Bildiğin konularda kendini ön plana çıkarmaya ve kendini göstermeye çalış!
Bildiğin bir konuda çekimser kalmamalısın. Fikirlerini ve önerilerini sunman her daim cesaretli olman fayda sağlayacaktır. Bazen özellikle kalabalık toplantılarda “acaba fikrim doğru mu? Acaba kendimi iyi ifade edebilir miyim? Ya saçmalarsam” gibi negatif düşünceler emin olduğun konularda bile çekimser kalmana sebep olur. Bildiğin konularda hem bilgi birikimin, hem yorumlama ele alma şeklin ile ön plana çıkabilir, uygulama esnasında başarılı olmak için çalışırsan da kendini göstermiş olacaksın. Ancak bilmediğin veya az bildiğin bir konu üzerinde konu uzmanıymışsın gibi asla davranma. Çünkü o konuyu gerçekten iyi bilen biri o ortamda yer alıyorsa konuyla ilgili kuracagın ilk 3 cümlenden herşeyi anlar ve inan “bu konuda çok bilgi sahibi değilim ama yüzeysel hakimim” demek daha saygı duyulacak bir davranış olacaktır
2. Kişisel farkındalığını artır, güçlü ve gelişim alanlarını belirlemeye çalış!
Her fırsatta bakış açısına ve doğru degerlendirme kabiliyetine güvendiğin insanlardan geri bildirim alma fırsatını kollamalısın. Gelişim, değişim, daha iyi haline bürünme önce farketmekle başlar. Kendinle ilgili swot çıkarman yol gösterici olacaktır. İş hayatında seni öne çıkaracak en güçlü yönlerini yaz, geri planda bırakan negatif yönlerini, gelişim yolcuğundaki fırsatları ve tehditlerini yaz ve sonra her biri için neyi farklı yaparsan bu yolculukta daha iyi hissedersin, aksiyon adımlarını belirle; Ufak bir tavsiye vermem gerekirse naçizane; bir koçluk, eğitim veya mülakatta değilsen sana bir şey sorulmadığı takdirde çalışma arkadaşlarınla gelişim alanlarını mümkün mertebe paylaşmamaya özen göstermelisin;)
3. Duyguların seni değil sen duygularını yönet! Ne söylediğinden ziyade nasıl söylediğin elzemdir. Hoşuna gitmeyen bir durum ve tavırla karşılaştığında duygularının seni ele geçirmesine izin verme. O an seni kaplayan itici güçte olan duygunu kontrol altına alıp patronun kim olduğunu ona göster. Bu konuyla ilgili ek bir parantez açmak isterim; Sabırlı olmak, duygusal kontrollü olmak her daim her ortamda kişiye artı değer katar. Ancak sabır göstereceğin konuları önceden belirlemelisin. En çok karıştırılan konulardan biri de budur. Sabırlı olmak ile her şeye susmak arasında ince bir çizgi vardır. Belirsizliklere sabretmek, yoğun iş temposuna sabretmek, iş yerine uzak lokasyonda oturuyorsan trafiğe sabretmek, evde sokağa çıkamadığı için enerjisini atamayan koşturan çocuguna sabretmek sessiz kalmak ile iş ortamında ezici, yıkıcı, zorbacı sözlere ve davranışlara sessiz kalmak, sabretmek arasında çok fark vardır. İkinci anlattıgım durumda sessiz kalmaya devam edersen bu durum artan bir ivmede devam eder her gün. Muhakkak uygun ve doğru zamanda bu tarz durumlarda sessizliğini saygı çerçevesinde bozmalı ve dik duruş sergilemelisin;)
4. Seni “Biricik” yapan yönlerinin olduğunu hep hatırla!
Her birimizin parmak izleri nasıl ki birbirinden farklı ise bizi biricik ve özel yapan yetkinliklerimiz güçlü ve zayıf yönlerimiz de farklı. Kendinle yarış. Dünkü senle yarış. Dünkü yaptığın iş çıktısını bugün beğenme. Kendini de yaptıgın işleri de dönüştür. Kendini başkaları ile kıyaslamamalısın. Bu durum her daim kendini yetersiz hissettirecektir. Unutma hepimiz biriciğiz.
5. Etrafındaki insanların başarılı yönlerine odaklan ve “İmren”!
Kıskanma ve imrenme arasında çok ince bir çizgi vardır. Birinde ruhunuzu kötü bir enerji ele geçirir, kendimizi yetersiz hissettirir ve karşı taraf ile samimi ve süreklilik arz eden arkadaşlık ilişkisi kurmamıza bile engel olur. İmrenme de ise hem olaya hem de kişiye karşı ruhunuz pozitif enerji hisseder. Bu duygu imrendiğiniz şeyleri yapmanız adına sizi güçlü bir şekilde harekete geçirmeye hazırdır;)
Başkasına karşı kıskanma, haset etme gibi duygularını mümkün mertebe minimize etmeye çalışmalısın. Başkasının başarısını, başkasının makamını, başkasının ücretini kıskanma (çok görmemeli, haset etmemelisin). Hayranlıkla bakıp benzemeyi istemek ve gıpta etmek sana kendini daha iyi hissettirmez mi? Harekete geçmen için seni daha doğru enerji ile doldurmaz mı?
Evrende her şey enerjiden ibaret. İnsanlara yaydığımız enerji ile benzer enerjileri etrafımıza toplarız bunu unutmamalısın.
6. Herşeyin hakkını ver. Ne demişler “Yiğidin hakkını yiğide ver!”
İyi iş çıkaran ya da çıkarmasa da çıkarmak için çabalayan arkadaşlarını takdir etmeli, cesaretlendirmelisin. Başarılara, insanların çabalarına gözlerini kapama. Evet belki bir çoğu rakibin ya da o sıra sen kendini yeterince başarılı hissettmiyor olabilirsin. Ancak şunu asla unutmamanı tavsiye ederim, hayatta sevgin ve güzel sözcüklerinle başkalarına karşı ne kadar verici olursan bil ki hayatta sana daha fazla pozitif yönde verici olmaya başlar. Ancak gerçekten olgunluk seviyesine ulaşmış kişiler takdir ve övgüyü almaktan ziyade vermeye daha da fazla meyillidir.
Kıssadan hisseye gelecek olursak; sabırlı ol ama sessiz olma, bildiğin konularda öne çık bilmediğin konularda ahkam kesme tam tersi öğrenmeye çabala, gelişim alanlarını muhakkak bil ama doğru yerlerde dillendir, yarışın sadece kendinle olsun, kıskanma “İmren” ve karşı tarafında iyi olması için gönülden temennilerde bulun, takdir et yani “yiğidin hakkını her durumda yiğide ver” 🙂
İş hayatında daha iyi olmak için öne çıkarmanız gereken yetkinliklere ise farklı bir yazımda değineceğim.
Gönlünüzden geçen güzel dilekleriniz en kısa sürede sizinle olsun:)
Sevgiyle kalın!
Biraz Bize Dair
Diğer yazılarıma aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. Yeni yazılarımdan haberdar olmak için blogumu takibe almayı unutmayın