Bırakmasan ellerimi! Bu yalnız, soğuk, karanlık yerde tutsan tekrardan ellerimden! Tek başıma yürümeye hazır değilim açıkcası. Bilirsin, sevmem yalnızlığı. Hem yalnızken konuşacak kimse olmaz ki! Sessiz olur etraf, o kadar sessiz olur ki, sağır eder bu sessizlik beni!
Karanlığıda sevmiyorum doğrusu. Nasıl göreceğim ki önümü? Nasıl ilerleyeceğim bu yolda? Ya kaybolursam! Kaybolursam, ellerimi bırakmışken tenezzül eder misin beni bulmaya? Bırakması kolay olmuşken senin için, tutması kolay olur muydu benim için?
Bırakmasan işte ellerimi, birazcık, yalnızca birazcık daha tutsan! Mütemadiyen soğuktur ellerim seninkilerin aksine, ısıtsan onları küçücük parmaklarınla.
Kalbimde üşür hem yalnızlığınla, tekliğimle, yarımlığım ve bir o kadar kimsesizliğimle! Yanımda yürüsen de olurdu aslında, hatta benden uzakta… Benimle olduğunu bilsem yeterdi belki de!
Sensizlik fikri acizliğimi yükseltiyor boğazımdan yukarı… Bir yumru oturuyor, yutkunamıyorum, nefes alamıyorum… Öylece hayatta kalıyorum fakat yaşayamıyorum. Varım ama yokmuşum gibi, hayattayım ama bir o kadar da değilmişim gibi!
Bırakmasan… Söz ‘Ben’ diye bir şey kalmaz hayatımda… ‘Ben’e de ihtiyacım yok zaten, yalnızca ve yalnızca sana…