Üniversitede Proje Yönetimi Eğitimi
Günümüzde, artık bir çok derste “proje” yapılmakta, sene sonu “portfolyö” sunumu olmakta, ama öğrenciler gerçekten bir proje mi yapmaktadırlar? Yaklaşık onbir yıldır üniversite öğrencilerine proje yönetiminin önemini anlatmaya çalışan bir öğretim üyesi olarak bazı gözlemlerimi paylaşmak istedim.
2006 senesinde halen öğretim üyesi olarak devam ettiğim Işık Üniversite’sinde benden bir ders önermemi istemişlerdi. Aklıma ilk gelen konu“proje yönetimi” oldu. Kısa bir araştırma ile ülkemizde lisans düzeyinde bir elin parmağını geçmeyecek sayıda ve sadece seçmeli verilen bir ders olduğunu anladım; yüksek lisans düzeyinde de durum farklı değildi, ve nasıl olurdu? Gerek iş hayatı, gerekse doktora öğrenimim sırasında farklı disiplinlerde çeşitli projelerde çalışmış, ve iş hayatının içinden gelen bir akademisyen olarak bu dersin faydasına ben zaten çoktan ikna olmuştum ama sıra şimdi öğrencileri ikna etmekteydi!
Bir Ders Olarak Proje Yönetimi
Dersin açıldığı ilk yılda, öğrencilerimin kafasındaki “proje yönetimi” algısı, dönem projesi gibi bir araştırma raporu olsa da, bir kaç hafta içinde “hands-on” dediğimiz türden pratiğe, ve uygulamaya dayalı, üstelik de anlamlarını bildikleri ama hiç kullanmadıkları “plan,program,çatışma-çözüm,takım çalışması, liderlik,zaman,maliyet,kapsam,risk,vb” kavramların hepsini bir arada kullanarak benzersiz bir ürün,veya bir hizmet ortaya çıkaracaklarını keşfetmeleri çok uzun sürmedi. Kimini bu keşif çok heyecanlandırdı, kiminin ise keyfini kaçırdı.
Her ders yılı başlangıcında tekrarlanan bu durum “öğrenci temel çizgisi-student baseline” bana kalırsa… Yeni bilgiler, yeni konular öğrenildikçe, öğrenci temel çizgisini güncellemeye devam ederse sorun yaşamayacaktır. Güncellenmeyen öğrenci temel çizgisi ise fırsat kollayan ve bir çok öğrenciyi muzdarip eden “öğrenci sendromu”nu iş başına çağırır,sonuç: Teslimden önceki son gecede proje güncellenerek bitmez.
Oysa ki, çoğu öğrencinin adını duyunca çekindiği, çok da uğraşmak istemediği ders projeleri sadece gözde büyütülür. Eğer, bir de söz konusu proje “proje yönetimi” dersinin projesi ise alır öğrenciyi bir düşünce…
Sevgili öğrenciler, düşünün ki bir açık büfe yemek davetindesiniz ve çok aç olduğunuzdan tabağınızı tıka basa doldurdunuz. Acaba önünüzdeki 10 çeşit yemeği bir kerede kocaman bir kaşıkla yiyebilir misiniz? Muhtemelen, içgüdüsel olarak, her çeşitten biraz tadıp, tamamını nasıl bitireceğinize,hangi yemeği daha çok, hangisinden daha az yiyeceğinize dair kafanızda bir şekil çizersiniz. Bu basit planı ise, dersin adı “proje yönetimi” olunca neden hatırlamazsınız sevgili öğrencilerimiz, ve ısrarla koca bir lokmayı bir anda yutmaya çalışırsınız?
Unutmayın ki yutamadığınız her lokma sizi zorlar ve zorlandıkça proje yönetimi dersinin kolay bir lokma olmadığına karar verirsiniz? Halbuki proje yönetimi ilkeleri içinde barındırdığı araç ve teknikleriyle tam da o lokmanın nasıl kolay yutulabileceği konusunda size yol gösterir. Beyin fırtınası, zihin haritası,proje beratı,kapsam, iş kırılım yapısı gibi araçlar lokmayı parçalara bölmeyi ve her seferinde bir parçasını yutarak tabağın tamamını bitirecek şekilde yemeyi öğretir.
Proje Yönetimi ve Takım
Proje yönetimi dersinin ilk haftalarındaki en “büyük” sorunlardan bir diğeri ise takım oluşturmanın zorluğudur. “Ben bölümden arkadaşımla çalışsam olmaz mı? On kere proje yaptık!”, “Ben şu kişiyle çalışabilir miyim, mahalleden arkadaşız, yurtta görüşüyoruz!” gibi istekler dolar taşar. Biz ise tanışıklığa göre değil, farklı bölümlerden gelen öğrencilerin bir arada olduğu takımlar kurmalarını isteriz. İnsan doğası gereği ani değişikliği, farklı ortamları çok çabuk kabul edemez.
Haliyle öğrencilerde de bu durum böyle olur, kimse daha 10 dakika önce gördüğü biriyle 4 ay aynı projede yer alması gerektiğini kolaylıkla kabul edemez. En yakın arkadaşınızla en yakın düşman olmayın uyarılarım da işe yaramaz. Dönemin başında ve süresince bu tarz sorunlar yaşayan öğrenciler, çatışma çözümünü en etkili şekilde öğrenirler.
Daha mezun olmadan, daha önceden yaptığı projelere benzemeyen, o sırada hayata geçmeyecek de olsa bütünüyle bir proje planı olmanın tüm özelliklerini taşıyan, ve tanımadığı kişilerle takım olmanın zorluğunu ve bir dönem projesinin sorumluluğunu alan öğrenciler genellikle sene sonunda öğrendikleri ve başardıkları şeyler konusunda oldukça şaşırırlar: “Bizce çok zordu ama neyse ki yaptık!”, “Aslında ne kadar çok iş yapıyormuşuz bir projeyi yaparken.”
“Proje bittiğine göre takımımdaki sorunları artık anlatabilir miyim?” ve tabi ki favorim olan “Çok endişeliydim başta ama neler yapabileceğimi gördüm, takımımla uyumla iş yapmayı deneyimledim, hayatta bırakmam ben artık bu proje yönetiminin peşini”.
Dönemin sonunda bir projeyi yönetmenin, takımın bir parçası olarak sunumda projeyi gururla anlatmanın başarısı ve heyecanı ise gerçekten görülmeye değerdir. Mezun olduktan kısa bir süre sonra derste öğrendikleri teknik,yöntem, ve araçları kullanarak yetkinliklerinin artmış olduğu bilinciyle yeni projelerde yer almaları, dönemde fragman çekerken, iş yaşamında filmin tamamını çekmeleri gibidir. Filmi başarıyla yönetmeleri ve tüm bunlarla başa çıkabilmeleri ise bizim için işin en gurur verici kısmıdır: Bir öğretim üyesi başka ne ister?
Başarıya Giden Yolda Proje Yönetimi
Hayatımız bir proje, proje yönetimi yetkinliği ise artık başarıya giden yolda şart. Gündelik bir iş veya küçük bir organizasyon gibi görünen işler bile aslında olabilecek en küçük aktivitelere ayrıldığında ve planlandığında daha kolay yönetilebilir hale gelir. O yüzden bu dersi almak isteyen isteyen öğrencilere naçizane tavsiyem korkmayın,parçalayın olacaktır! Dersin kapsam ve isterlerini anlayın,aktiviteleri belirleyip,yönetilebilecek en küçük iş paketlerine bölün (parçalayın), ve “Voila”!
Bu İçeriği Okuduğunuz için Önerdiğimiz İçerikler:
- A’dan Z’ye Proje Yöneticisi Kimdir, Nasıl Olunur?
- ”Proje Yönetimi disiplinler üstü bir alandır.” – Proje Yönetimine Bir Bakış
- Proje Yönetimi Eğitiminde Sinema Etkisi
İlginizi Çekebilecek Faydalı Bağlantılar: