Ilk yazımı ne hakkında yazdığımı bende bilmiyorum ama neden yazdığımı biliyorum. Yazabilecegimi bildiğim için. Hani bi çırak tam mesleği öğrendi sayılırken hevesi artar ya öyle bi his geldi 6. duyuma. Insanın yapması gerekende budur bence; içinden geleni yapmak, istediği herneyse onu yapmak, istediği şeyi yapma fırsatı varken yapmak.
Yaşanmak isteyip yasanmamış olan pişmanlık unutulmaz bi ukte gibi kalir vicdanimizin caminda, ileriyi goremeyiz bazen bu yuzden. Vicdanımın camını siliyorum şu anda:)
Bu yaşadığımız hayatın heryerinde var. Bazen korkudan bazen imkansızlıktan bazende üşengeçlikten cok isteyipte yapmadigimiz veya yapamadığımız herseyin pişmanlığını yaşarız.
Amaçlarımız var hayallerimiz; bazen bize imkansız gelen belkide bi adım kadar yakın olan, yürümeye üşenilen bir yol gibi, tek ihtiyacımızın kendimize güvenmek ve inanmak olduğu hayallerimizi gercekleştirmeyi denememiş olmanin pişmanlığı, başaramamışlıktan daha nicedir ve başarı cesur insanların kölesidir.
Cesaretin tartısı budur bence, hayalerimizin gerceklestirebildigimiz kısmı kadar cesaretliyiz. Umudumuzun en kırılgan noktasında bile vazgeçmeden alınan başarı için savaşmak vicdanımızın bize hesap sormasını engeller. Hayallerimiz için savaşmak vicdanımızla yüzleşirken acı çekmek kadar ürkütmemeli bizi.
Vicdanımızın camının temiz olmasi ve hayati buğulu bir camın arkasından izlemek yerine, basardiklarimizin tadını yasamak dilegiyle.. Yasin KAYHAN