Son yıllarda kulağımıza sıklıkla ilişen bir nevi hayatımızda moda olmaya başlayan bir kavram neyden mi bahsediyorum elbette mükemmeliyetçilikten, toplumda bazı insanlar kendilerini “fazla mükemmeliyetçiyim” şeklinde tanımlama eğilimi gösteriyor. Hepimiz bunların en az bir tanesine denk gelmiş olmalıyız gelmedim diyen yalan söyle
Peki Ya Nedir Bu Mükemmeliyetçilik
Aslında mükemmeliyetçilik her konuda en iyi ve kusursuz olmaya çalışan kişilerin, kendilerine ettiği eziyetten başka bir şey değildir en azından ben öyle düşünüyorum. Mükemmel olma isteği yoğun olan insanlar aslında bunu kafasına takan insanlar bu sayede her zaman yüksekte olmak zirveye yer edinmek bunları da yaparken hataya yer vermemek ister. Her şeyin en iyisini yapma çabası ile mükemmeliyetçilik genellikle karıştırılır. Hâlbuki ikisinin arasında dağlar kadar fark vardır. En iyisi için çaba harcayan kişiler bu yolda yürürken yaptığı işlerden zevk alırlar. Mükemmeliyetçi kişiler ise sürekli tedirgin ve panik halindedir. Bu da hata yapmalarına neden olur. Günlük hayatlarında sürekli kaygı içindedirler.
Fazlası Zarar Azı Karar
Mükemmeliyetçilik azı karar olurken fazlası insan psikolojisinde zararlara da neden olabilir. Eğer sizde mükemmeliyetçiyim diyorsanız bu olayın olumlu yönlerini kendinize ilke edininiz.
Toplumda yüksek standartlara önem verilmesi, ailelerin çocuklarından mükemmel olma çabalarını beklemesi gibi durumlar, insanların sürekli yüksek performans sergileme gereği ve baskılarına maruz kalmasına neden olabiliyor. Bazılarımız kendi kapasitemizin ve sınırlılıklarımızın farkında olsak da, bazılarımız (kişilik özelliklerimizin de etkisiyle) sadece “en iyi” ye odaklanıyor ve bazı zamanlar “ortalama” ve “hata” gibi durumlarla karşılaşmanın olağan olduğunu kabul etmiyoruz. Oysa eksikliklerin, hataların kabul edilmemesi, başar
ıslık hissini, kendine güvensizliği, suçluluk duygusunu tetikleyebiliyor. Tüm bunların sonucu da aşırı stres, kaygı ve depresyon gibi olumsuz duygusal sonuçlar orataya çıkabiliyor; uyumsuz davranışlar görülebiliyor. Ayrıca kişiler arası ilişkilerin de mükemmeliyetçilikten etkilendiğini biliyoruz. Yakın ilişkide olduğumuz kişiler, bizim kendimize koyduğumuz yüksek beklentiler ve bunlarla ilgili saplantılı düşünceler nedeniyle rahatsız edici davranışlarımızdan etkilenebiliyor.
Bu nedenle mükemmeliyetçiliğin en iyi şekilde anlaşılmasının ve gerektiğinde yardım alınmasının gereğini kavramak önemlidir. Çocukluk yıllarında mükemmeliyetçiliğin gelişimini önlemek için ebeveynlerin çocuklarından aşırı beklentiler içine girmemeleri, başarısızlığın veya hata yapmanın da kabul edilebilir ve yaşamın bir parçası olduğu mesajını vermeleri, başarı için çocuklarını motive ederken bunun yaşamda tek amaç olmadığını vurgulamaları önemlidir.
Yetişkinlik yıllarında ise kişi mükemmeliyetçilik nedeniyle depresyon, aşırı kaygı ve stres gibi sorunlar yaşıyor veya ilişkilerinde birtakım sıkıntılar görüyorsa, bunun için profesyonel yardım alma yoluna gidebilir.