Uğruna romanlar yazılmış kadınlar tanıdım.
Adamların gamzelerine gömülmek istediği,
Nefesinin tadında yıllanmak istedikleri,
Saçının rüzgarında can verebileceği,
Gülüşlerine bir ömür serebileceği Kadınlar…
Bazı adamlar beceremedi sevmeyi; ellerinde yaşamın tadında gencecik kadınların , Annelerin, kızların kanları var.
Çocukların çığlıkları var kulaklarında; ” Anne ölmeni istemiyorum”, ” kızım, seni bunun için mi büyüttüm?” ,” El oğlu canını alsın diye mi büyüdün kuzum?!” Ve daha neler neler…
Hala da devam ediyor. Her kız dışarıya adım atarken;
“Acaba bugün öldürülür müyüm?”
” Biri beni takip mi ediyor?”
“Dokunma bana pislik herif!”
” Canımı acıtma ne olur!”
” Bırak beni yemin ederim kimseye söylemem!”
” Namusuma dokunma!!”
” Kadınlığıma dokunma!”
” Çocukluğuma dokunma!”
” Büyümeme izin ver!”
Hepsi ve daha niceleri!!!!!!
İş adalet arayışına gelince;
” Takım elbiseden indirim”
” İyi halden indirim”
“Nefsinin körlüğüne indirim”
” Kadın bağırmamış indirim”
Ahlaksızlığın üzerini bir başka ahlaksızlık ile kapatıyorlar, suç tam tersi işlendiğinde Kadın canını korumak için elini kana bulandığında ” Giyemedikleri takım elbise indirim getirmez”.. Adaletsizlik anlayışımız ne güzel değil mi ? Alkışa şayan…
Türkiye’de 8 Mart şu zamanda böyle geçiyor. Her sene yüzlerce kadın hiç canı yokmuş gibi öldürülüyor. Yüzlerce kız hiç bilmediğimiz yerlerde Tacize daha da ilerisi Tecavüze uğruyor. Oda ölüm değil mi zaten!
Herşeye rağmen geçmiş 8 Mart Dünya Kadınlar Günümüz Kutlu Olsun.
CEY.