8 Görüşüm: Neden Yabancı Dil Öğren(e)miyoruz?

dil okulu

Ana dilin dışında başka lisanlar bilmek yadsınamaz bir gereklilik. Fakat nedense beraberinde hep  çeşitli önyargılar getirir. Öğrenme kolaylığı ya da zorluğu kuşkusuz en yaygını. Karar okura kalsın, tecrübelerimle harmanlı görüşlerimi sıralayayım ben:

Yabancı Dil Öğrenmek Kolay mı, Zor mu?

1) Yabancı dil öğreniminin diğer öğrenimlerden farkı yoktur. Onlarla aynı zorluktadır. Bu nedenle aynı ölçüde itina, özen ve dikkat ister.

2) Diğerlerinde olduğu gibi bu alanda da bazıları diğerlerine göre daha yatkın ya da daha istekli görünebilir. Bu durum onlar için bir avantajdır, ancak geri kalanlar için dezavantaj değildir. Burada ki asıl belirleyiciler – başka alanlardaki gibi –  disiplin, azim, sebat ve çalışkanlıktır.

3) Yabancı dil öğreniminin kendine özgü izlekleri elbette vardır. Bunlar görsel-işitsel bir temele dayanır. Dolayısıyla öğrenilen dile ilişkin okuma, dinleme ve konuşma faaliyetleri her zaman önemlidir. Günümüz imkânları her şekilde bunları desteklediğine göre, ilerleme kişisel gayret ya da gayretsizlikle doğrudan bağlantılıdır.

4) Diğer önemli husus dilin yaygınlığından faydalanmayı bilmektir. İlgi alanlarını, öğrendiği dille kesiştirme becerisi gelişimi her zaman olumlu yönde etkiler. Örneğin, film izlerken, sosyal medyada dolaşırken, bir şeyler okurken, dinlerken ya da oyun oynarken tercihler bu doğrultuda yapılabilir.

5) Konuşma yetisi kazanmak dil öğreniminin vazgeçilmez unsurudur. Hatta günümüzde eğitimlerin geneli öncelikle bu yeti üzerinde temellendirilmektedir. Çok yerinde bir tercihtir, ancak şunu bilmek ya da unutmamak gerekir, yazmak düzgün ve doğru konuşmayı destekleyen, ayrıca sağlamlaştıran bir eylemdir. Bu bakımdan ihmal edilmemelidir.

6) Kişisel hedefler daima önemlidir. Günlük ihtiyaçlar düzeyinde dil kullanma yetisi kazanmak ya da mesleki konularda okuma yapmak, makale yazmak gibi hedefler alınacak eğitimin nev’ini doğrudan belirler.

7.Hedefler ve alınması gerekli eğitim türü de, bu eğitimi verebilecek kurumu işaret eder. Yani, temel eğitimde ihtisaslaşmış bir yerden akademik düzeyde dil öğrenmeyi beklememek gerekir. Tespit ve tercihler hedeflere ulaşılıp ulaşılamayacağının garantisidir.

8) Ayrıca, söylendiği gibi dil, nankör değildir. Kullanım sıklığına göre bazı şeyler kaybolabilir ya da unutulabilir. Ancak yeniden başvurulduğunda çabucak cevap verir, çünkü gidenler geri dönmeye her zaman hazırdır. Unutmayın; karşılıklar çoğunlukla yaklaşımlara göre gelir.

Son söz; bu dünyada herkes en az bir lisan konuşabildiğine göre, daha fazlası sadece doğal bir süreç bence.

Özlem Pekcan
Okumayı sevdiği için yazar.Kısa öykülerinden bazılarını Farkındalık Yazarlığı Atölyesi Tüy Dergi'de bulabilirsiniz.Blogu: Goglar Kültür SanatFransızca ve İtalyanca bildiğinden çeviri yapmayı da sever. Çevirdiği kitapları merak eder de okumak isterseniz:Küçük Prens - Antoine de Saint-Exupéry (Fransızca'dan, Dorlion Yayınları, 2019)Candide - Voltaire (Fransızca'dan, Dorlion Yayınları, 2019)Prens - Niccolo Macihavelli (İtalyanca'dan, Öteki Yayınevi, 2018)Güneş Ülkesi - Tommaso Campanella (İtalyanca'dan, Öteki Yayınevi, 2017)
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Depresyondan Nasıl Kurtuluruz?
depresyon

Depresyondan Nasıl Kurtuluruz?

Sonraki
Kanla Yapılan 5 İlginç Yemek

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.