Merhaba bugün sizlere yirmibirinci yüzyıldan bahsedeceğim. Şu bizim içinde yaşadığımız yüzyıl… Ne olmuş bu yüzyıla? diyeceksiniz. Ne olmadı ki bu yüzyılda? En önemli olan şey ise insanlar canileşti. Kimsenin birbirine tahammülü kalmadı, merhamet, vicdan diye bir kavram kalmadı kimsede. Hazır insandan bahsediyorken ben bu yazımda kadınları ele alacağım.
Siz nasıl tanımlarsanız tanımlayın benim için kadın “Hayatın başlangıç noktası.” Her şeyden önce kendi canı pahasına bir canlıyı dünyaya getirendir. Toplumu eğitendir. İlk öğretmenimiz annelerimizdir. Annelerden girdim konuya ama benim aktaracaklarım sadece anne olmuş kadınlar değil, başlıktan da anlayacağınız üzere yimibirinci yüzyıldaki kadınlardır. Başlık biraz size saçma gelebilir abartıyorsun diyecekler çıkacak içinizden ama inanın abartmıyorum.
Yirmibirinci yüzyılda kadın olmak cesaret ister hani diyeceksiniz bunu sen seçemezsin kaderdir evet kaderim de kadın olmak varmış. Bu taşınması zor bir kimligi bu ülkede yasamak beni endişelendiriyor. Çünkü kadına değer verilmeyen bir ülkede yaşıyoruz malesef. Ben cinsiyetimden çok memnunum ama gerçekten kadın olmak çok zor. Çünkü bütün kötü kavramlar kadına atfediliyor. Namus kavramı sadece kadının üzerine yapışmış bir kavrammış gibi algılanıyor ve bu gerçekten büyük olaylara sebep oluyor.
Kadına şiddet olayları durmak bilmiyor. Bu şiddet sadece fiziksel değil, dilsel de gerçekleşiyor. Kadın doğası gereği erkeğe göre daha çok duygularıyla hareket eden bir varlıktır ve bir erkek tarafından duyguları sömürülüyor. Kadın yaratılış itibariyle erkekten daha narin bir yapıdadır ve bir erkek tarafından fiziksel şiddet görüyor. Kadın toplumda ikinci plandadır. Kadına söz hakkı doğmaz. Bu yüzden itilip kakılır ve toplumun en diplerine atılır susturulur.
Bir erkek istediği zaman eşinden veya sevgilisinden ayrılabilir. Ama bir kadının ayrılmak istemesi bile artık ölüme bir adım daha yaklaştığını gösterir.
Kadın ne giyerse giysin erkek her zaman tahrik olur. Suçlu ise her zaman bir kadındır. Gece vakti bir kadın dışarı çıkamaz, çıkarsa tecavüze uğrar uğrarsa da suçlu kadındır. Çünkü de mi o saatte kadının dışarıda ne işi vardı. Tecavüzcü ise toplumun gözünde masum gözükür. Durum içler acısı değil mi? Bu malesef ülkemizde yaşanan gerçek olaylar her gün kadın cinayeti yada istismara uğramış kadın haberleri çıkar karşımıza mutlaka.
Benim anlatmak istediğim günümüzde kadınların erkekler tarafından gözlerini bile kırpmadan sanki kasapmışcasına önlerindeki kurbanı acımadan öldürmeleri. Öldürmekle de kalmayıp cesedine türlü işkenceler yapması ve bu mahluğun ceza bile almadan elini kolunu sallaya sallaya dışarıda gezmesi en acınası bir durumdur.
Kadın şiddetinin önüne geçelim bu yüzyılda cahiliye devrindeki gibi hareket etmeyelim sağlıklı bireyler yetiştirelim en çokta erkek çocuklarınızı yetiştirirken daha dikkatli davranalım bu çocuk kimlerin canını yakacak gibi söylemlerden kaçınalım. Benim her zaman kullandığım bir cümleyle bitirmek istiyorum: Cahil aileler katil çocuklar yetiştirir. Cahil olmayalım Ve bu olayları lütfen meşrulaştırmayalım.