2020 yılının ilk günü evde ve kimse kimseye müdahale etmeden geçti. Herkes istediği gibi bir gün geçirdi.
Bazı sorumluluklar bir günlüğüne ertelendi. Diğer günlerden bir farkı olması nedeniyle alışık olmasak da yine de güzeldi.
Bu rahatlığa kendini fazlaca kaptıran ailemin gidişatına ben de uyunca sabah da doğal olarak -çok erken uyanmama rağmen- geç kalktık. Uyandığımızda kızımın okuldaki ilk dersi başlamıştı bile. Hiç panik yapmadan bunda da bir hayır vardır diyerek güne başladık. Oğlumu uyandırdım. Hazırlıklara başlandı. Eşim, kızımı; ben de oğlumu okula bırakmak üzere yola çıktık. Kızım evde hazırlanmaya devam ederken kararsızlıkla bizi selamlayan gökyüzüne baktım ve arabanın camı önündeki katlı halde duran şemsiyeyi almamaya karar verdim. Biz arabadan inip caddenin karşısına geçtiğimizde yağmur ıslatmaya başlamıştı bile ve iki tane dolmuşa yetişemedik. Zaman hızla ilerliyordu. Boş dolu demeden gelen ilk dolmuşa oğlumla bindik. Okula yaklaştığımızda ders zili öğrenciler için çalmıştı ancak okula öğrenciler gelmeye devam ediyordu. Eve dönmek üzere tekrar karşıya geçerken bir kız öğrenci yağmur su birikintisinin içine parasına düşürmüş arkasından seslenen bir bey beni gülümsetmeye yetti. yaptığı iyilikle kendisi de gülümsüyordu. Havada yağmur, yağmurda bir huzur havası ve ruhumuza dokunan bir iyilik yansımasıyla otobüs durağında beklerken bir anda duraktan çıkıp caddede ilerleyen yolcu minibüsüne doğru ilerledim. İçimde adlandıramadığım bir huzur ve mutluluk vardı. Ücreti ödedikten sonra boş bir koltuğa oturdum. Sağımda bulunan genç bir hanım bana gülümseyerek yağmurluğumun kemerinin yere değdiğini söyleyip benden önce düzeltmeye başladığını görünce “kendime; “canım kendim! bak yalnız değilsin, senin gibiler de varmış demek ki” diye fısıldadım. İkinci bir gülümsemeyle günüme bir güzellik daha katılmış oldu.
İlerideki duraklarda minibüsü durdurup içerideki kalabalığa bakıp binip binmemekte kararsızlık yaşayan orta yaşını geçmiş tatlı bir çift, şoförün de üşümeyin gelin samimiyetindeki sözcükleriyle bize katıldılar. Minibüsün adı şimdi mutluluk minibüsü oldu. Karşımda oturan genç bir hanım ayağa kalkıp çiftin yan yana oturmalarına imkan sağlarken yüzündeki gülümsemesi ve tavrıyla üçüncü gülümsemeyi yaşadım.
İneceğim yer yaklaşmıştı ve mutluluk minibüsünden indim. İçimden beni gülümseten herkese işlerinin kolaylaşması için, yollarının açık olması için dua ettim. Yaradanıma şükrettim. ve şimdiye kadar hakkıyla görüp farkında olamadıklarım için de af diledim.
İnsan herhangi bir başlangıca, niyeti ölçüsünde karşılığını bulduğunun farkında olsa hiç üzer mi kendisini ve sevdiklerini.?
Tasavvuf “Her şerde bir hayır, her hayırda da bir şer vardır” der.
Anahtar da kilit de biziz. Doğru anahtarı bulup tüm kilitlerimizi açabilme gücümüz var,
Farkında olabilmemiz dileğiyle,
Fotoğraf : Erman Güneş