2000´ li yıllarda Konya

Kaynak belirtilmedi

Zafer meydanın da

LCW  mağazası vardı.

Arkasına düşüyordu evimiz.

 

Evimiz diyorum 2 öğrenci arkadaşımla üniversite okuyorduk.

 

İstanbul’un istiklal caddesiydi,

zafer meydanı.

 

Evden çıkıyorum,

montumda ‘Aiwa’ volkmen var.

basıyorum.

Kaset sarmaya başlıyordu.

 

“Bekle kar altında kalan buğday tanesi,

yine onun sularıyla yeşereceksin.”

 

Düşmeden yürümek için

Dikkat ediyorum.

 

Kibritin önüne geldim.

Sol tarafım  meydana uzanıyor,

merama doğru.

 

Meydanın solunda da sıralı dizilmiş

çam ağaçları var.

 

Eğitim bölümü  öğrencilerinin  istikameti burası.

 

Sağ tarafım Mevlana ve Alaattin’e gidiyor.

Tam ortasında duruyorum.

Zafer tranmay durağına yürüyorum.

 

Önü kalabalık,

‘Len bir günde sakin olsun.’

Soğuktan üşüyen

öğrenciler bekliyor.

 

Yer bembeyaz,

hava da grilik var.

 

Ellerimi cebimde tutmayı,

buz üzerinde yürümeyi

burda öğrendim.

 

Tramvay deyince.

İstanbul’dakilere  havalı geliyordu.

 

İçinde sesli durak anonsunu.

gelinen  durağı gösteren,

tavanda  asılı duran,

ekranları

hayal ediyorlardı.

 

Hiçbiri yoktu halbuki.

Belediyenin bütçesi inkişaf* göstermemişti.

 

Eskiydi,

II. Dünya savaşından kalmıştı bunlar.

Konuşsa neler anlatırdı belki.

 

Arıza yaptığından mütevellit,

vatmanlarda artık tamirci olmuştu.

Kaç kere tamir ettiğine şahit olmuştum.

 

Tramvay kampüsten gelir

zafer meydanın dan daire çizerek

durmadan geri dönerdi.

 

Önce zil sesi geliyordu.

 

Sonra hızlı şekilde

durağa yerleşiyordu hazirun. **

 

İtiş kakış

Hoop

Biniyorum.

 

 

Tekli koltuk  arıyorum.

Tüüh hepsi kapılmış.

Kampüse kadar ayaktayız desene.

 

İşte yine başlıyorduk.

yuvarlak yaparak Alaattin, Kunduracılar, 

Aydınlık evler, Otogar diye 

yolculuğumuz biteviye*** olacaktı.

 

İçerisi tamamı  öğrenciydi.

Okumak için uzaklardan gelen

şehrin misafirleriydi.

 

Kar yağsa bile

Topuklu ayakkabıdan

vazgeçmeyenler vardı.

 

Masanın  üzerine araba anahtarı,

cüzdan, telefon

bırakanlar olduğu gibi

 

Olsun benim de kusurum

Sınıfta arka sıranın

müdavimi olmaktı.

 

Ellerinde A4 fotokopi kağıtları.

Ders çalışıyorlar,

 

İçerisi vizeler haftasını yaşıyordu.

Harıl harıl notlar inceleniyordu.

 

Eminim

 

” Herkes gece çalışırım deyip

neyse  sabah erken kalkarım dan sonra

tranway da durumu kurtarmaya çalışmıyordur.”

 

Diye düşünüyorum.

 

İtina ile son  rötuşlar yapılıyordu.

 

 

Pencerenin öbür tarafında

beyaz örtü vardı.

 

Arabaların  üstünde,

Kapalı çöp konteynerının üzerinde,

Ağaç kollarının ucunda

toplanmıştı.

 

Kaçak kat çıkılmıştı.

Ha düştü düşecekti.

 

Kar taneleri uçuşuyordu.

Pusulası aşktı.

Yaratıcı, romantizmi bu.

Tafsilata gerek yoktu.

 

Kulaklarım da sezen vardı.

 

“Başka sevgiler de teselli bulunca

İşte biz o gün düşüneceğiz.”

 

Diyordu.

 

 

Bembeyaz şehrin içinde

yüksek rakımlı kampüse,

rayların üzerindeki buzu hissederek,

dumanlar çıkararak gidiyorduk

 

Konya 2000

 

 

* gelişme

** bir yerde o anda bulunanlar

* sürekli olarak, tekdüze

** ayrıntılı açıklama

Necmettin Türk
Bu yazılarda yer alan tüm karakterler ve olayların gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Ramadan Decoration: What Are The Special Ideas? 2023 & 1444

Ramadan Decoration: What Are The Special Ideas? 2023 & 1444

Sonraki
Ocoya: Çığır Açan Yeni Nesil Platformun Geleceği ve Avantajları

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.