Neredeyse tüm marketlerde, market zincirlerinde uygulanan bir uygulama…
Evden çıkmadan önce ince eleyip sık dokuyarak hesap kitabınızı yaptınız; marketin yolunu tuttunuz. Cebinize göre alışveriş yapmış olmanın verdiği gönül rahatlığıyla kasiyere tam ödeme yapacaksınız. Kasiyerden size yönelen bir soru: “Efendim yaptığınız 20 lira ve üzeri alışverişlerde şu şu ürünlerimiz indirimde.”
Bir yandan nasıl olsa birkaç gün sonra yine alacağım demenin verdiği zorunluluk hissi ve rahatlık, diğer taraftan da evde yapmış olduğumuz “ince” hesabın cebimize koyduğu akrebin elimizi cebimize koyarken verdiği sıkıntı. İki arada bir derede kalmanın verdiği araya kalma hissi. Ne yazık ki eskilerde mahallelinin (koyunun-kurdun, siyahın-beyazın belli olduğu zamanlardan bahsediyorum.) bakkala yaz deftere al haftaya hesabı; günümüz “semtlisinin” içine girince içinde kaybolduğumuz marketlerde yaz ekstreye peşin peşin öderim “önümüzdeki on iki aya” hesabına evrilmiş durumda.
Parasını verip üstüne market ve mağazaların reklamlarını yaptığımız “paralı poşetleri” de unuttuk tabii.
Şu son zamanlarda yaygınlaşan yeni “10 lira ve üzeri alışverişlerde” indirim furyasını da hatırlatmakta fayda var.
İyisi mi biz 20 lira ve üzeri alışverişlerde geçerli olan indirim kampanyalarını sürekli takip edelim.
“Olur ya üstüne para verip de mağazaların reklamlarını yaptığımız poşetlerin parasını da çıkarırız belki.”