Malumumuz 14 Şubat gelmek üzere.Kimimiz tatlı sürprizler hazılarken kimimiz bugünün ne kadar gereksiz olduğunu ve kendisine bir şey ifade etmediğini zikredip duruyor aklında. Her ne olursa olsun yaklaşmakta olan bir gerçeklik var ki o da sevgililer günü.
Sevgi nedir gibi klasik sorular sormayacağım.Hepimiz hayatımızın bir kısmında tatmışızdır bu kavramı.Benim sorularım daha çok sevgisizlik üstüne. Kendime arada soruyorum: Bir insan her gün sevme yeteneğiyle mi uyanıyor yoksa her gün sevebilmek mümkün değil mi?
Bir yazıda okumuştum. Tanıdığın insanlar seni her zaman, günün her saatinde sevemez diyordu.Acaba 14 Şubat da bu yüzden mi çıktı? Madem insanlar her gün sevemiyor, öyle bir gün seçelim ki bugünde tüm sevgilerini sergilesinler ve diğer günlerde az sevilirlerse bile buna laf edemesinler.Sonuçta dediğim gibi insan her gün aynı sevemez.
Merak ettiğim bir şey daha var.Kalplerini aşka kapatıp soğuk bir taş gibi sertleştirmiş insanlar ne yapıyorlar bugünde? Sonuçta günler de herkes için aynı şeyi ifade etmiyor. Bir sürü insanı mutlu edelim derken bir sürü insana yalnızlığını hatırlatmayı da göze almışlar anlaşılan.Sevgi bulunması kolay bir şey değil.Elde tutulmasıysa çok daha zor bir şey.Fakat yalnız olmak öyle ötekileştiriliyor ki bizler bizi seven biri bulamamayı anormallik algılıyoruz. Halbuki göstermelik aşkları ve sosyal medya hayatlarını çıkardığında gerçek olan ne kalıyor ki şu devirde?
Bu yüzden bence 14 Şubat gününü başta kendini, sonrasında etrafında sevdiğin insanları sevme ve tabi ki sevgilin varsa onu da sevme günü ilan etmeliyiz.Sonuçta insan her gün herkesi sevemez.Ama madem böyle bir koymuşlar, biz de bugünde etrafımızdaki her şeyi sevmeye çalışalım.